Zamanda donmuş bir şehir

Doruntina Kastrati

Karantina dönemi başladığında, dışarıdan çok içeride olan günlük rutinim sebebiyle benim için çok zor bir süreç olmadı, içerdeydim ama iş durmadı. Bu beni içerideyken bile aktif tuttu ve genel durum dışında karantina baskısını üzerimde hissetmedim. Başlangıçta bu dönemi çok ciddiye almadım, yani insanlar olarak, enfekte olana veya doğrudan etkilenene kadar işleri ciddiye almama eğilimindeyiz.

Başlangıçta Çin’deydi, çok uzak görünen bir uzaysal boyut, ilk başta ciddiye almıyorsunuz çünkü üzerinize taşıyabileceği ağırlığı bilmiyorsunuz. İlk başta tamamen görmezden geldim, “Bu sadece bir virüs, hadi ilerleyelim.” Daha çok olmaya başladığı an ise ülkemizde yayıldığı dönemdir. Akrabalarımdan ikisi muhtemelen enfekte olan ilk insanlardan birkaçıydı, o zamanlar Almanya’dan yeni gelmişlerdi ve ben de durumu daha ciddiye almaya başlamıştım. Sağlık durumları iyi değildi ve aynı zamanda benim açımdan virüsle ilk karşılaşmam olduğu için neticesinde duruma karşı tavrımı değiştirmeye başladığım bir andı.

Ardından izolasyon, karantina geldi. Serbestçe hareket etmemi sağlayan bir çalışma iznim vardı. Bu yüzden, evde çalışarak geçirdiğim saatler dışında, karantinadayken aynı anda “Kamu kahramanları ve sırları” sergisi üzerinde çalışıyordum. Artık hiç de öyle olmayan ve bir süre de böyle devam edecekmiş gibi görünen, tam olarak Nisan, Mayıs ve Haziran ayları, benim aktivite takvimimde çok yoğundu.

Sürekli dışarıda olduğum bir çalışma iznim vardı. Bir şeyleri filme aldık. Videoda, COVID-19 karantinasının atmosferini fark etmenizi sağladım çünkü o zamanlar birkaç hafta önce gerçekleşen sergi için hazırladığım video üzerinde çalışıyordum. Kayıt altına aldığım yerler şehir manzaraları. Video, Priştine ve Kosova’nın bazı bölgelerini gösteriyor. Etrafta insanların ve arabaların olmamasının benim için uygun olduğu aylardı.

Belki arabalar vardı ama insanların varlığına dair bir iz yoktu. Gerçekten, çok, çok tuhaftı. Şehir çok boştu. Sanırım bu durumu sindirmek için biraz zamana ihtiyacım var çünkü gördüklerim ve yaşadıklarımız çok belirsiz. Şahsen benim için çok yeni bir durum ama aynı zamanda genel olarak içinden geçtiğimiz bir durum. 2020 dönemini düşündüğümde, başlangıçta bu yıl olması gereken tüm faaliyetler, organizasyonlar, her gün uygulamaya çalıştığım planlar bir anda her şey yok oldu.

Sinemaya gittiğimde, şehrin bu boşluğu, insansız oluşu, bu durumun hakim bir mevcudiyeti vardı ama aynı zamanda çok, çok boştu, kıyamet sonrası bir dünya gibi hiçbirşey yoktu. Fakat etraftaki her şey yok olmadı, aksine her şey zamanla dondu. Çok tuhaftı. Hayatımın en uzun dönemini Priştine’de geçirdim, yaşadığımız kentsel kargaşada, Priştine’nin insansız ve arabasız olması biraz hayal edilemez bir durum.Üç ay öncesiyle bugünü karşılaştırmaya kalksam, ikisinin tamamen farklı gerçeklikler olduğunu fark ederim. Gerçeğe geri dönme fikrine biraz şüpheciyim, artık ona geri dönmenin hiç o kadar normal olduğunu düşünmüyorum.

Dükkanları çekmeye başladığımda, bu süre zarfında işlere ara verildiği için işçiler yoktu. Faaliyette olanlar sadece Llap Camii ve Bill Clinton Bulvarı’ndaki gündelik işçilerdi. Gündüzleri onları işe alan var mı diye bekleyen gündelik işçiler var. Aksi takdirde şantiyeler tamamen askıya alındı. Çalışma durduruldu. Diğer her şey gibi, iş de yarıda kaldı, bir şey mi oldu? yoksa devam mı edecek bilinmiyordu. Her şey çöküşün eşiğindeydi. Anlatması zor, anlatması çok zor. Durum olarak benim için ne olduğu çok belirsizdi, ertesi gün, gelecek ay ne olacak? Pandemi ilan edildiğinden bu yana neredeyse yarım yıl geçti ve hala ne olacağını bilmiyorum.

2020 yılı, “Tamam, bu kesinlikle benim yılım. Sergiler oluyor, işler iyi gidiyor, bu ana yatırım yaptım ve sonunda görebiliyorum. Dokunabiliyorum, oluyor.” dediğim bir yıldı. Ve bu sonunda maalesef olmuyor, biz oralarda değiliz. Aylar sonra benim için çok önemli üç-dört sergi olması gerekiyordu, bu üç-dört yılda çok yatırım yaptığım projeler. Onlarla büyümek istiyordum. Kendimde hissettiğim bir çeşit değişim, işimde gerçekleşen genel bir olgunluk.

Bu beni psikolojik olarak etkiledi. Daha fazla kişisel deneyim paylaştığım insanlarla, dostlarımla konuştum. Genel olarak, muhtemelen bu dönemden önce de sahip olduğum, odaklanma eksikliğimle ilgili endişem var. Odaklanma eksikliği, çok iyi olmayan bir uyku, bazen biraz endişe, belki rutinin değişmesi, bu değişiklik… düzensiz uyku, hissettiğim endişe, bu dönemden geldiğine inandığım bir sinirlilik veya durumlara karşı daha fazla hassasiyet.

Yoksa o günler başım havadaydı, hiçbir şey yapamıyordum, odaklanamıyordum, oturamıyordum çünkü kendimi güvende hissetmiyordum, emniyetim yoktu. Bu dönemde işsiz kalmak oldukça zor, çünkü başka ne var? Başka bir iş için nereye başvurabilirsiniz? Yani evet başvurabilirsin ama başka bir iş bulmak için kesinlikle en uygun dönem değil. Hayatımda biraz daha önce olanlar bu anlamda durumumu biraz daha kolaylaştırdı.

Bu süre zarfında iletişim tamamen çevrimiçi yapıldı. İnternette herhangi bir şey sergilemeyi veya göstermeyi kabul etmedim. İki tane vardı ki… İşimin öyle olduğunu sanmıyorum… belki yanılıyorum, ama işimi çevrimiçi olarak deneyimlenebileceğini düşünmedim. İnternetten bu duygular tercüme edilemez. İletişim kurduğum ve çalışmalarımı sergileyeceğim iki galeri, şu anda sergilemekte olduğum bir çalışmanın online bir platformdan yakından takip edilebileceğini düşünmediğim için sergiyi gelecek yıla erteleme kararına saygı duydu. Geri kalan her şey gelecek yıla ertelendi.

Şu anda sanal olarak iletişim kurabilen bir şey yaratabileceğimi düşünmek imkansız. Belki de bu, düşünmek için daha fazla zamana ihtiyacım olan bir şeydir. Ancak bunun bir noktada sona ereceğini umarak buna direnmeliyiz. Elbette bu, uyum sağlamamız gereken yeni bir gerçeklik yaratacaktır. Ancak fiziksel mekan benim için çok önemli olmaya devam ediyor, bir bakıma işin kendisi, varlığı, bu bileşenler arasındaki iletişim. Bu sadece işle ilgili değil, işin alanıyla da ilgili. Bunu tercüme etmeye çalışırsam, çalışmamı insan varlığı tarafından görülmeyen veya korunmayan bir şeye uyarlamak benim için zor olacaktır. Fiziksel alan, işimin bir bileşenidir.

Ülkemizdeki mevcut durum endişe verici. Bir gecede değişen önlemlerle halka açık yerlerde bu kadar büyük bir insan varlığını görmek bana son derece çelişkili görünüyor. Sık sık düşündüğüm bir şey, eğer biz insanlar oturup düşünmek için bir an dursaydık ve… bu kadar uzun bir zamandan sonra benim için ilk defa hükümetle olan ilişkiyi anlıyorum, hükümet nedir? Karantinadan çıkmak hepimiz için yeni bir dönem ve bu ciddi sağlık durumunun bu kadar kötü yönetilmesi beni bu konu hakkında düşündürdü.

Hükümetin ne olduğu sorusuyla ilk kez karşılaştım. Nasıl yönetilebilir, siyasette tamamen beceriksiz bazı kişiler yüzünden bir millet nasıl tamamen çökebilir. Siz sadece bazı insanların elindesiniz… Tüm bunların bizim için yeni olduğunu anlıyorum ama bence uzmanlar var ve bu dönemi farklı şekilde yönetecek insanlar var. Şu anda çöken sağlık sistemi ve bu kadar çok sayıda enfeksiyonla, elimde bunun aksini kanıtlayacak yolun seçilmesini sağlayacak herhangi bir gerçek yok, ancak diğer taraftan da bu zamanlardaki verilerin çok fazla manipüle edildiğini düşünüyorum.

Bu dönemde üzerimize çöken bu çöküntüden korkuyorum ve düne kadar enfekte olursam tedavi olacağım bir yerim olduğunu düşünüyordum, fakat maalesef artık öyle bir yer yok. Bir çözüm olmadığının farkında olduğunuzda ve sonuçlarla kendimiz baş etmemiz gerektiğini bildiğimizde bu durumu daha da kötüleştirir. Medyada, hasta yatağının yokluğunda koltuklarda yatan hastaların görüntüleri, öylece bırakabileceğiniz, “Ah, tamam!” diyebileceğiniz ve günün geri kalanına kendinizin iyi olduğu fikriyle devam edebileceğiniz görüntüler değil. Bunu bu kadar kolay atlatmak benim için kabul edilemez.


Doruntina Kastrati (1991 d.) Priştine merkezli bir görsel sanatçıdır. Çalışmaları son altı yılda çok sayıda ulusal ve uluslararası sergide sergilendi. 2017’de Priştine’deki Stacion – Centre for Contemporary Art işbirliğiyle kişisel sergisi Red Landscape’i yarattı. 2014’te Kastrati, Genç Görsel Sanatçı Ödülü’nü kazandı ve 2016’da Hajde! Vakfı’nın ilk baskısının kazananı oldu. Kendisi, International Studio & Curatorial Program’da (Brooklyn, New York, Amerika Birleşik Devletleri, 2015), Art House’da (Shkodër, Arnavutluk, 2018) ve Initiator’da (Atina, Yunanistan, 2018) yerleşik sanatçıydı. Kastrati, Prizren’de doğdu ve Priştine Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü’nden mezun oldu. Kendisi halen Priştine’de yaşıyor ve çalışıyor.