Yugoslav döneminde Kosova’daki eski siyasi mahkumlar, çoğunlukla irredantist ve milliyetçi faaliyetlerle suçlandılar ve Yugoslavya’nın iç düşmanları olarak kabul edildiler. Üçler halinde organize edilen yeraltı grupları için genel bir terim olan Ilegalja olarak tanımlandılar. Bu dönemin siyasi hareketleri, gizlice hareket eden aktivizm biçimleri nedeniyle hâlâ karanlıkta kalıyor. Bu siyasi hareketler hakkında birbiriyle çelişen anlatılar da, bize bu ulaşılması zor mirasa aracılık etmenin yeni yollarının aranması gerektiğini göstermekte.

Zyrafete Berisha Lushaj

Arnavut dili profesörü

81’deki gösterilerin yıl dönümüydü. Kampüste, Öğrenci Merkezinde yaşadım ve kampüsteyken tabii ki benim haberim olmadan hiçbir şey olmadı. Bir şeylerin olması için hazırlandım, çünkü kardeşim de Hareketin bir parçasıydı ve bir şey olursa ne diyeceğimi biliyordum, nerede olduğumu ve bunun arkasındaki nedenleri çok iyi biliyorum.

[…] Yurdun önündeki bahçede arkadaşlarla dışarı çıktım ve kardeşimle görüştüm. Pek çok arkadaşımla, pek çok üniversite meslektaşımla görüştüm. [Polis tarafından] fotoğraflandığımızı bilmiyordum, her hareket fotoğraflandı, bu kadar ağırdı polis önlemleri. Bunun üzerine bizi takip ettiler ve kısa bir süre sonra kardeşim ve arkadaşlarım tutuklandı. Bir kere de üçümüz birden tutuklandık. İşte o zaman biz soruşturmadayken işkenceler ve hapis cezası üzerine kararlar alınmaya başladı.

Çok, çok korkunç bir dönemdi çünkü ne söylediğinizin farkında olmanız gerekiyordu. Benim endişem başkalarını korumaktı, kendim için endişelenmiyordum. […] Ama benden üç yaş büyük olan ağabeyimin daha cesur olduğunu ve bana ‘Tek kelime etme!’ dediğini hatırlıyorum. Sadece bunu hatırlıyorum.

Flora Brovina

Ozan

Kız kardeşim, İpek’te babamı ziyaret ettiğimizde o kadar küçüktü ki. İpek Hapishanesi Arnavut mahkumlarla doluydu. Bunu neden biliyorum? Çocukken, küçüktüm yani daha okula gitmiyordum. Biliyorum çünkü, bütün aileler hapishanenin önünde toplanırdık, mahkumları ziyaret etmek için ellerimizde böyle torbalarla  {elle torba taşıma hareketi yapıyor}.

[…] Çocukluğumuzdan taşıdığımız bu ızdıraplar bizi hayatımız boyunca takip edecek, çünkü çocukluk iz bırakır. Beni nefret dolu bir insana çevirmediği için şanslıyım aslında, ancak unutulmaya yenik düşmediğim için mutluyum da. Hatırlıyorum, çünkü hiç kişisel olarak almadım, ama hapishanedeki insanları görmek için bekleyen onca insan ile hatıramı paylaştığımı düşünüyorum. Aforoz edilenlerle, siyasi eziyete uğrayan ailelerle, toplumdan men edilmiş ve komşusunun bile korkudan ziyaret edemediği tüm o insanlarla paylaşıyorum.