“Bugün gelen ve yarın kalan”, potansiyel gezici, “gitmediği yer kalmasa bile, gitmek ve gelmenin özgürlüğünü geçemeyen” olarak taımladığı, Georg Simmel’in “yabancı” kavramını, Kosova’ya özellikle 1999 sonrası gelen ve Kosova’da uzun süre yaşayan ya da hala yaşamakta olan, diğer ülke yerilerini daha iyi tanımlamak için kullandık. Onlar uluslararası örgüt çalışanları, sivil-toplum örgütü çalışanları, iş adamları ve kadınları, gazeteciler, öğretmenler v.b. Onlar yaygınlıkla “uluslararası insanlar” olarak biliniyor. Onlar sadece ecnebi değiller, Kosova’nın bir parçası haline gelmişler: yerel hayata, farklı alanlarda ve çeşitli iktidar pozisyonlarında katılıyorlar, aynı zamanda Kosova’lılar ile birlikte, kültürel, sosyal ve siyasi olan bu  ulusötesi alanın ortak yaratıcıları. Kosova toplumuna üyelikleri hem dışarıda olmak olan hem de yüzleşmek olan, Simmel’in sözleri ile “içerideki düşmanlar”a benzemiyor değiller. Onların hayat hikayelerini toplayarak, karmaşık bir vaziyet olan “dışarıdaki/içerideki” mevkilerinin anlamlarına ve bu ayrımı neyin yapılandırdığına ışık tutmayı amaçlıyoruz.

Mark Baskin

Siyaset bilimi profesörü

Sérgio Vieira de Mello’dan bahsetmiştim, o 2003’te Irak’ta öldürülen BM yetkilisidir. Sergio eski günlerde sivil işlerin başıydı, Gorazde’de onunla çok yakın çalıştım. […] Ve ben… o benim Kosova’yı bildiğimi biliyordu. Ve böylece [Kosova’ya] geldiğinde, Genel Sekreterin geçici Özel Temsilcisi olarak atandı. Bir takım kurmak istedi ve harika bir takım da kurdu ve beni takımda istedi. […] Ertesi gün gittim ve Sérgio ve diğerlerini gördüm. Sonra beni ve bu görevdeki bazı insanları Prizren’e gönderdi.

[…] Prizren’in yok edildiğine ve orada çok fazla bombalandığına dair haberler çıkmıştı. Zhur ve Krusha e Madhe ve Krusha e Vogël gibi yerler de sözde bombalanmıştı. Ama Prizren’in kendisinde gerçekten o kadar fazla bir şey yoktu. Almanlar [barış güçleri] zaten oradaydı. Eski günlerden tanıdığım tüm bu gazeteciler vardı, Amerikalı gazeteciler. 1992’de Bosna’daki kampları keşfeden adam olan Roy Gutman. Roy oradaydı. […]

Ve o zamanlar gerçekten anarşikti. Ve insanlar geliyordu ve BM ya da… Sanırım bunu ilan eden BM’ydi, ama bilmiyorum… Mültecilerin bir iki ay geri dönmeyecekleri bir durum yaratmaya çalışmıştık. Biz işleri hallederken, bilirsiniz, en azından kendi düzenimizi kurarken. Tabii onlar hemen geri döndüler. Yani ben içeri girerken, sanırım Sırpların ayrıldığına dair bu sütunları görürdük. Kukës ve Üsküp’ten gelen Arnavutlar vardı. Ve… ve ilk günler gerçekten çok zordu.

Christopher Dell

Diplomat

Kosova’ya ilk geldiğimde, kendi güvenlik detayıma sahip olmak benim ilk deneyimimdi. Bunun gerekli olduğu bir ülkede ilk yaşayışımdı ve bunlar çok üst düzey profesyonellerdi, başka nedenlerle oldukça ünlü olmaya devam eden askeri birimlerdi. Fakat ben hiç öyle hissetmedim, belki de onların varlığı yüzünden kendimi hiç tehlikede hissetmedim. Bence birinin bir şeyi yapma riski vardı, biliyorsunuz, burada olmalarının nedeni bu yüzdendi. Yine de Arnavut halkının endişesi olduğu sürece, beni güvenlik detayıma ihtiyaç duymadan çok önce koruyabilirlerdi. Bu yönden de hiçbir zaman tehlikede hissetmedim. Bir kara mayını riski vardı, patlamamış yönetmelikler ve bu gibi şeyler falan, bu yüzden nerede yürüdüğünüze dikkat etmeniz gerektiğini biliyordunuz ve bilinmeyen çayırlara çıkmak pek de tavsiye edilecek bir şey değildi. Hayır ama genel olarak, en başından beri bu görevi beğendim. Orada olduğum için kendimi iyi hissettim. Hoş karşılandık, açıkçası, çalışmanın ödüllendirici olduğunu hissetmiştim. Tanrı biliyor ki zorlayıcı yönleri vardı. Özellikle başlangıçta, durum tek kişilik odada yaşamak gibiydi. […] harikaydı, heyecan vericiydi, önemliydi, Washington’un ilgi odağıydı. Demek istediğim, profesyonel bir kariyer diplomatı için burasından daha iyi bir yer olamazdı.

Massimo D’Alema

Fondazione Italianieuropei Başkanı

…NATO müdahalesi bazı açılardan doğruydu cünkü onca savaşa bir son verdi, ortaya çıkmış olan sonuç hassas bir denge olmuş olsa da. Bu, savaşı sonlandırmak için yapılan bir askeri hareketti, savaş ilan etmedi, savaş zaten yaşanıyordu, ölüler vardı, biz halihazırda yaşanmakta olan bir çatışmaya müdahale ettik, siyasi olarak doğruydu. Meşruydu. […] O zamanlarda da meşru olduğunu düşünüyordum hala da öyle düşünüyorum NATO’nun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmemesine rağmen, ki o da zaten Rusya’nın vetosundan dolayı yaşandı, yine de AB bu durumda NATO askeri harekatının nedenlerini kabul etmiş ve bu askeri harekata desteğini, siyasi desteğini sağlamıştı.