Kosova’da İkinci Dünya Savaşı üzerine yapılan bu araştırma, savaşa ait olan gerçekliğin tekilliği iddiasına; ya da ister Arnavutlar, ister Sırplar, ister milliyetçiler veya sosyalistler olsun, tek bir grubun gerçekliğe sahip olduğu iddiasına meydan okuyor. Mümkün olduğunca savaş jenerasyonu ile veya hatıra-sonrası ifadeler sunan bu neslin altsoyu ile yaptığımız sözlü tarih söyleşileri üzerinden her hikayeyi duymaya angaje olduk. Bu hikayelere devlet, ulus ya da siyasi grupların oluşturdukları resmi gerçekliklerin radarının altında kalanlar da dahil.
Hakem heyetinde İsmet Emra vardı, başkandı. Panelin bir üyesi kıdemli yargıç Yusuf Mejzini’ydi. O zamanlar çok hasta olan eski bir madenci ve harika bir adam olan Shaban Binaku, Shaban Amca ile sık sık görüşür ve ona yalvarırdık, şimdi kendisi rahmetli oldu, ona yalvarırdık, ‘Lütfen duruşmaya kadar sağlıklı kalın.’ Karadağ’dan bir başka yargıç olan Milutin Zubov vardı ve dengeli bir tavrı vardı. Bu nedenle, nihai kararın dengeleneceğini ve onların [madencilerin] tüm suçlamalardan arınacağını gerçekten umduk ve buna inandık. […] Hırvatistan’da madencileri desteklemek için büyük protestolar oldu. […] Duruşmaya katılan Slovenya, Hırvatistan, Makedonya’dan avukatlar vardı. Bu avukatlar bizimle birlikte madencileri savunuyorlardı. Onlar Doktor Miha’ydı, hayır, Doktor Peter Ceferin, Viyana’da tanıştıkları Miha Kozic’ti. […] Ayrıca, bu adamların serbest bırakılması için hükümetin herhangi bir önerisi olduğuna şahsen inanmıyorum diğer yandan bu adamların cezalandırılması gerektiğine dair bir öneri de kesinlikle yoktu. Neyse ki sonunda madenciler 14 ay gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.