Şerafedin Süleyman

Priştine | Date: 13 Ocak, 2018 | Duration: 167 dakika

Çikti en ulice bu procedurayle. ‘Pe hapim mledhjen e srezit, a ka kush propozim për predsednik?’. Cah Arnavutçe cah Sırpçe (cüley). Kolkti Stanoja Aksić, o vakıt sekretar sredski kominitedın, kuvetli adam hem çok inanırdi cençlere verırdi ünlük cençlere. ‘Unë ne emrën krejtve, bazë nenit, filan filan, o praviloya [kanuna] cüre kemi propozim Şerafedin Süleyman, momentalisht osht në Prizren’. Bilmeylar velam çi colmişım birisi ‘Jo, jo këtu osht!’. ‘Le t’çohët’, kolkaym ayaga. Koridor dolli çok interesant var idi çim colacak. ‘A ka kush ndonjë  propozim tjetër?’  Nuk ka.’ ‘T’lutna kryetarin’. Çikaym yukari. Cenç bre, yigırmi seçiz-yigırmi dokuz yaşlarında. Cürmeym çimseyi aşarda. Basti karanlık. Ceçtım oturdum aldım o potsednigi [not defterıni]. Teşekkür ettım, bikaç süz Sırpçe, Arnavutçe.


Ebru Süleyman (Görüşmeci), Donjeta Berisha (Kamera)

Şerafedin Süleyman 1929’da Priştine’de doğdu. Priştine Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Süleyman, 1955-56 yıllarında Radio Priştine’de Türk dilinde yapılan programlarda gazeteci ve baş editör olarak çalıştı ve 1956-57’de Kosova Gençlik Kolları başkanlığına seçildi. 1963 ve 1967 yılları arasında, Süleyman belediye başkanlığı yaptı. Daha sonra 1967-69 yılları arasında Kosova Yönetim Konseyi üyeliği yaptı. 1976 yılında, 8 yıl görev yaptığı Kosova Sağlık Güvenliği ve Korunması Topluluğu’nun genel sekreteri  seçildi. Süleyman 1988’de emekli olana dek Kosova Meclis Başkan Yardımcılığı’ndaki görevine devam etti. 2018 yılında Priştine’de vefat etti.

Şerafedin Süleyman

Birınci Bölüm

Şerafedin Süleyman: Babam zamanında ben ufak olurçez dert, dert buçuk yaşında cün bucün daha tam tarihıni, ülüm tarihıni dogum tarihıni bilmem. Dert buçuk yaşında ufak olarak baba lezetıne doyamadım. Böyleçi ben, kardaşım Remzi, kızkardeşım Seniye üç evlat kaldık üksüz. Yetim kaldık.

Esçi Yugoslavya zamanında Versay Yugoslavyasında o vakıt bilınırdi çi Yugoslavya dır Sırbiyanın, Hırvatistanın hem Slovenlerın. Diyer milletlerın haklari yokimiştır. Ozamanlarda hayat çok güç imiştır. Ondan evvel anlatıram kardaşımın dogum tarihıni. 1925’ınde, ben 20 Agustos 1929’unda dogmişım. Kızkardaşım Seniya 1332 [1932] senesınde dogmiştır. Büle kaldık babasız. Hayat o zamanlarda çok zor imiştır. Büyük fukaralık, egitım tarafından cerilık, çok cerilıkte, meytepsızlık.

Ben o yaşta ta yedi yaşında doldurduktan zaman ilç hadımlarımi okul içın meytebe yazıldım. O zaman meytepte okunuli din içın. O konuyle mecbur dil imiştır ama evebeyinlerımız babamız anamız en envela çocuklari o zaman çalışıli birıncisi meytebe yazdırmak çünçi meytepte esçi Türkçe yaziları çalışırdık. İlç alfabey orda alışırdık elif, be, te, se, ayin, gayn, çe, ahir, cef  [1]. Bazi süreler o zamandan beri cün bucün kullanırım. Dersler verbal olurdu. En fazla ezbere çalışırdık. Ama o meyteplerın ünemi idi çi terbiye tarafından temel verırdi. En evela evde ulicelere nasıl itaat etmek, nasıl ortalıkta danışmak,  nasıl fenalık yerlerden korunmak. Büle çi birınci hadımlar terbiye hakkında o meytepler verırdi. Ondan mada Müslimanlık ve Kuran, Kuran’i nasıl lazım kullanmak hayata büle çi beraber başka bilgilerle Kurani da unutmayalım ve oni alışalım.

Bizım var idi bi esçi evımız anlattım evımız bulunidi Meto Bajraktar’ın bitımınde bi dar sokak. En yakın akrebalarımız tutçi bagli hepımız idık. Banım bi taraftan komşim imiştır Sırpli obi taraftan acom abeyım İlyaz Ramiz çocuklariyle aylesiyle en yakın akraba. Ondan sonra colurdi Hacı Hasan Efendi. Var imiştır Avni Necat ailesi, Nazüç (anlaşılmay) Hanım. Aralarımızda bagli olurdi kapicıklarle. O vakıtta umumi Priştine’de yerliler birbiriyle kapicik tarafiyle komunikasyon yapardilar.

Bizım evde ne var idi, bir soba bir çüşk hem deyebilırım bir mutfak aşarçi kat. Ama mutfak büyük ocaklarle vela düşenık tahta, yok imiştır yer. Orda yapılırdi yemekler orda yapılırdi bütün işler ne düşerdi ne mecbur olurduk yapalım. Fukaralık büyük işsızlık her tarafta, yüzde seksen-seksenbeş yazi okumayi bilmezdık, büylece prosperi hakkında çok zor çok agır cünler cecırdık. Kasabamız sokaklar çamurlardan bogulurduk. Bu yollar şimdi ne cürisık ne zaman çalışim ceriye dogri çevrılem düşünceleri inanılmaz şeyler bu cün ne zaman yeni generacia çalışırdık anlatıralım inanmıyorlar çi üle hayat var imiş.

Ben mektepte nerde yazıldım mektep imiştır yakın eve cami, Sudi Efendi’nın Camisında. Orda tutulurdi dersler zaten büle mektepler ekserisi camilarda yapılırdi yahut privat evlerdede.

Hocam Molla Maliç imiştır çok sert ama çok dogru. O vakıt meytepte çim çalışmazdi ve cirışmezdi çalışsın o dersleri ne verılidi, çütek ta yerdi. Var imştır bi hocamız da sopa, degenek ta kullanılırdi. Disiplin tutmak içın dersleri kabul etmek içın bazı defa kullanılırdi falaka. Falaka bi çeşit agır idam. Ayakları sıkardilar bi degenekle, bir tahta hem bir demir hem ayagın tabanlarına şipkayle vururdi çi başka defa tekrarlamasın ve düşünsün çi mecbur o üdevleri icra etsın. Büle imiştır o mekteplerde umumi ama deyebilırım çi terbiye hakkında edukacia hakkında onlar çok yararli imiştır.

Anlaşıli, en yüksek en mühümli ders Kuran dersi imiştır. Nasıl lazım okumak nasıl lazım devam etmek. Sonra camida Ramazan aylari varimiştır dere mahalesınden bir çor hafuz ama hafuz tam manasiyle cüzel sesi ezbere bütün yasini okurdu. Ben o ne zaman ilk cününden Ramazanın başlardi okusun şey, yasini, beni seçmiş idi ben takip edem şeyde, Musafta nerde yanlışlay sezıntırem çünkü çor olduguna, ama ezbere okurdi bitevi Kuran’i, başından sonunaka Ramazanın ben düşük otururçe, düşük oturmak lazım imiştır var imiştır rale nerde musaf dururdu. Ve e şte bi misal olduguna buni diverim sonra cami da teravi namazlari bunlari sırali namazlar tutulurdi ben bi hanci çere çalışırdım cirırdım kılaym ama daha seyrek.

Ben bana kalsa anlattım o zaman içi hatme yapmişımdır ama verbal olduguna ezber olduguna çok şey unutuldi. İşte bucün deyelım bilmem esçi Türkçeyi okuyam, a o vakıt okuyabilırdım yazardım, unuduli, verbal olarak.

Şimdi ben andım o zaman fukaralık var idi kış zamanlari agır cünler ceçırırdık. Peşin se o vakıt kışlar da olurdi çok sert. Evlerde ekserisi aileler koftor kullanırdi isınmak içın. Bizım evde büyük soba, orda yüklükler var imiştır nerde eşiyalar koyulurdi, hamamcik, camlar aralık, o koftor yanay birden sündersen sonra sobalar donay. Yapardık şiritler çagıttan bulumaçla kapayalım o açık yerleri soğuk cirmesın ancak isınelım, hayati ceçırelım. Odun pazarda alırdık, çüliler sali cünleri arabalarle cetırırdilar odun, bellekler biz derdık. Çok defa bellekler azer alırdık çi yetmeydi üdemek içın. Çok defa vaki olidi yaş, koftori taçi yakaydık soba dumanle dolaydi. Büle çi, bir sözde agır hayat.

Sokaklar nice ne anlattım çamurdan bogulurduk. O çamurlari yapan çok defa ne zaman büyük yagmur yagardi sular çak ortalıga orta Priştine’ye unionun ününe çikardi çünçi o vakıt var idi içi dere: Dere Priştevka, Dere Veluşa. Dere Priştevka celırdi kuzey tarafından, a Veluşa Gırmi ormanlari tarafından. Bu içi derenın farki var imiştır çok daha hızli çok daha sert Veluşa imiştır. Bunun Priştevka’nın daha ceniş koritalari [dere yatagi] imiştır onun sulari kullanılırdi bahçeleri şey yapmak beslemek. Güney tarafi ve batı tarafi nerde imiştır stadyon, şimdi da nerde stadyon var imiştır bahçelık. Bahçe sahiplari dolaplarle [degırmen] sulari kullanırdilar bahçeleri suvarsınlar. Bahçede zarzavatlar hertürli. Nice başlarsın sogandan, paprikadan,  dotmatezindan, bamyadan, orda yapılırdi, hem bayagi pazari onlar doldururdilar çendi mallariyle.

Bazi yerlerde deyelim şey tarafında, Tophane mahallesıne ciderçez yapılırdi nice bi hendek hem bi bazen, orda bazi defa çocuklar yikanırdık, serinlenelım yaz cünlerınde. Sonra ne eylıgi var idi o derenın etrafta sügüt agaçlar kavak agaçlar havayi şenletırırdi. Büle çi var imiştır hem ey tarafi hem zarar tarafi. Zarar tarafi ne zaman çikardi koritadan etrafa herşeyi yıkardi bozardi. Çüprileri, çüpriler tahtadan, veç o kuvetli çüpriler dayanidi. Büle çi hem hayrıni cürürdük hem bi tafatan zararıni cüridık.

Col zaman cit zaman Sosyalist zamanında Sosyalist sistemınde, çünçi sular zarar yaparken sokaklari da çirledidi, kalidi çir kalidi bırloglar sonra çok aileler çok şeyleri atarçe sulara onlar yayılidi, hem zarar cetıridi. 1984’ında bana kalsa hatırlayabilırsem içi büle dere kapandi bundan ütüri zararlar durdurulsun. Ama o da büyük yanlışlık oldi. İyleştırecegıne, bu yapacak yerıne çare, çi dereleri korumak, cirıldi daha yenlik tarafiyle çünçi lazım imiştır investicalar çok. O vakıt belediyenın yok idi kuveti büle bi işlere cirsın büle çi Priştine kaldi deresız.

Daha bi şey var idi çi sebep olidi Priştine sokaklari çirlensın. Asçeri kasarnalari bucun çi univerzitet nerde asçeriya artileriya nisiyasi, ne zaman ceçerdilar kasabadan beycirlerle silahlari taşırçe, beycirler çekiştırırçe toplari şeyleri yolda brakırdilar çamur. O çamur smolnica [reçine]. O smolnica mecerım yapuşurdi nice lepak hem cünlerle payçlanamazdi sokaklar büle çi cündem sırasına coldi çi biz çare yapmak kasarnalari kasabadan uzaklaştırmak.

Ebru Süleyman: Aco bunlar hanci asçerler?

Şerafedin Süleyman: Efendım?

Ebru Süleyman: Hanci asçerler?

Şerafedin Süleyman: Hanci senesınde?

Ebru Süleyman: Ştebu asçerler çim?

Şerafedin Süleyman: Esçi Yugoslavya’nın, esçi Yugoslavya’nın asçerleri se daha ceriden sonra ne zaman biz kasarnalari çektık kasabadan attık periferiyaya. E sonra o kasarnalari NATO bombardir etti onlar da bozuldi asçeriya kolkti degışti büsbütün vaziyet ama oldukça kasaba bişeylerden kurtuldi.

Ebru Süleyman: Aco düşeymi aklına Birınci Dünya Harbi, harp?

Şerafedin Süleyman: Birınci Dünya Harbi nasıl deyem ben yetışmedim cürem ama onun posledicalarıni [sonuçlarıni]o şeylerıni ştebu esçi Yugoslavyada hissettık. Cençlere bi perspektiva yok idi, deym işsızlık, tek ne var idi bi üç dört degırmen, degırmende bogdayi mumuruz diyer şeyler ne çüylerde yapılırdi orda ügüdülürdi yapılırdi un,  mumuruz uni. O vakıt evlerde en fazla mumuruz uni kullanılırdi. Mumuruz uniyle furunlarda mumuruz ekmekleri yapılırdi bazi defa mumuruz pitesi spanaçle.

Sonra çok evlerde hayvanlar tutulurdi hayati tutmak içın. İnek, koyun hele çeçiler en fazla,manda sütlerıni kullanılırdi üyeler içın biraz dişari satmak içın. O şeyde bizde da var idi bi inek. O inek bayagi süt verırdi. Kınaç olurduk yaparçe yogurt, yaparçe popara, ben kıskardaşım, kardaşım biraz daha aldırmazdi daha ulice, ama büyük yardımda bulunidi. Avlimız bayagi uzun biçımde sag sol ne bilem bi beş alti metre var imiştır orda inegi tutardık. Col zaman, sonra inegi da çektık başladık başka sistemle, çünçi hüçümet biraz daha ilerledi, dişardan süt alırdık, eh şte büle. Kasabamızda Sırplar’dan mada, Arnavutlar’dan mada, Türkler’den mada çok daha karışık azınlıklar var imiştır sonra kasabamızda var imiştır bayagi Çingeneler-Rom. Onlar mahaleleri imiştır şimdiçi park kasabanın parki ne buluni şey, nasıl deyem (anlaşılmay)

Ebru Süleyman: Dört lulenın üsti?

Şerafedin Süleyman: Kuzey bubirisi ne idi?

Ebru Süleyman: Güney

Şerafedin Süleyman: Güney… Güney tarafi park en temiz yer yaşamak içın en payç hava orda imiştır. Sırp Çingeneleri cene bu Proloter sokagında, o tarafta hem Haşkalilar var imiştır, onlar yari Arnavut yari Çingene ama hayata beraber diyer miletlerle çalışırdilar, işlerdilar. En fazla bu payçlık tarafından Çingene ailemi çalışırdi ama işlerıni yapardilar. Sonra bir kısım Çingeneler elektrik sentrallerının, tarafında esçi elektrik sentrali demek Divan yolunun sonunda ne ceçerdi tren orda bi grup Çingeneler çendilerıni daha fazla bilırdilar Türk, daha temeli daha terbiyeli daha okunukli. Çogi onlardan çalışırdilar postada ve diyer müheseselerde büle çi büle imiştır dagınık bunlar, bayagi çok var imiştır.

Ondan mada Priştine’de var imiştır Yahudilar. 1931’ınde bir çizim ne yapılmiş bir statistika, heme üçyüz yetmiş kusur Yahudi aileleri Priştine’de yaşamistir ama İçınci Dünya Harbı’ndan sonra çok az kaldi. Ve, Cermanlar ne zaman cirdi o familyalar da ne kalmiş idi tüçettilar attilar logorlara [kamp] Cermaniya’ya, Austriya’ya. Babayle çocugi nice birınci  represalia [ürnek cezalandırma] Taukbahçe’de üldürdilar tepeledilar Cermanlar. Buna nasıl deyem, tazdik etmek çi Yahudilar yaşamiştır Priştine’de Velaniya bayrında, Taukbahçe’ye karşi bayırda mezarlıklari kalmiştır. Bi kısım mesela Yahudiler içın, ülenleri cümmek içın Sırp mezarlıgında da bir arsa ayrılmiş idi. Sonra Yahudilar ne zaman Cermanlar colmadan ekselisi ürtüli-kapali çarşida düçanleri var imiştır. Onlar imiştır biraz daha okunukli daha meytepli bizlere bakıp. Bijuteria, manifaktura ve dicer zanatlar onlar bize biraz ne derlar, ürnek olmiştır.

Kapali çarşi bazi defa kullanıli süz kapali çarşi-ürtüli çarşi. Kapali çarşi olur veç, salte cirışınde var imiştır bi büyük kapi demirlerle. Ceceyle o kapi kapanırdi çi hırsızlar şeyler cirmesın bu tarafa. Düçanler çepenklerle kapanırdi. Sokaklar kaldırımle düşenırdi. Ama hayat orda çok diri imiştır. Alış verış millet arasında. Cirışmeden evel bulunurdi vakıf dairesi. Vakıf dairesınde çalışırdi rahmetli Hafuz İsak, tanılık hoca efendi. Sahit berberın familyasından, babalari. Vakıfta Müsliman ailemi yazılırdi, orda bilınırdi her bi detal Müsliman milleti içın. Bilhasa ne zaman ben cirıştım araştıram tarihıni babamın, dogum tarihıni ülüm tarihıni, cün bucün, yaklaştım şeye Bashkësia Islame şimdi oldi Bashkësia Islame, araştıram bile bile çi vakıftan kalan dokumentler bulunur bişey, ama cevap ne idi? Dey “bitevi arşivay şeyi, militantlar  Slobodan Milošević’ın yakti, bişey kalmadi”. Büle çi ordada ümüdüm çesıldi çi bulam kaynaklari ve tamamlayam dogum cününi ve ülüm cününi. Bir tahmin banım hesabıma cüre çikay çi 1936-37’sınde babam ülmiş hesap edırçez bu dert yaşi dert buçuk yaşi, üle çikay. Ama o da tam dil. 1943’ünde annem üldi. Üç aylık bi hastalıktan, sag tarafdan tutuldi. Çok çalışmalar yaptık bile İtalyan doktorlarıni da cetırtırdık. Dayim çocugi Abdurrahman Shala var idi baglantisi İtalyanlarle. Onun tarafiyle en tanılık.

Anamın adi imiştır Behice. Bile, bücün kızımın adi, kalmiş, koymişık onun adıni. Çünçi ben, ‘49 senesınden sonra evlendım. Evlendıkten sonra birden bire asçere cittim. Asçerlıgi yaptım Novi Sad’ta Voyvodina’da. Bir cece ansızına alırım telegraf haberıni, ne var, dey ilç evladın kızın olmiştır soraylar ne ad koysunlar. Dedım, banım cüzel anamın ismıni koysunlar. Anam Vıçıtırın’dan celmiştır, soyadlarıni unudim. Çok akrebalar onun tarafından varimiştır Vıçıtırın’da. Hem tanılık Haci Selim Efendi en başta olan hoca. Sabit Efendi, aileleriyle, çok uzun zeman bayramlardan celırdilar ziyarete. Biz cençler bilmezdık tutalım bu baglantiyi. Çok çabuklarda, üteden da güç ettilar Türkiye’ye. Varimiştir, Mazhar, o cene tutardi trafikayi tütünler, sigaralar nerde satılırdi, ştakalarle yürürdi. Şto vaziyette arada sırada colurdi ziyarete. Colsun, baksın, nolisık, napaysık, te.

Mensur, o da dayim, halamın toruni. Türkiya’ya güç etti, ütede parladi, injinyerlık, yapi injinyerlıgi ütede yapti. Onunle da baglanti çesıldi. Ne oldi, ne etti, sag mi, dil mi, bilmezsık. Bu şeyler hep daha meytebe yazılmadan Sırpçe. Yedi yaşıni yaptım, birden bire mecbur oldum yazılam şeye, ilkokula. İlk okul o zaman kanunle imiştır. Mecbur doldurdun mi yedi yaşıni. O vakıt meyteple çestım. Meytepler başladi kapansın. Hüçümet brakmaydi. Ama cene illegal olarak işlerdi privat evlerde.

Ebru Süleyman: Aco bu idi mi İçınci Dünya Harbı’ndan sonra?

Şerafedin Süleyman: Yok bu İçınci Dünya Harbı’ndan peşin, peşin.

Efendım, deym bu meytepler devam etti. Cene yasak şey ama privat evlerde. Ebeveynler çalışidi her türli o meytebi çocuklar ceçırsın. İş olmadıktan, ne olidi, çocuklari çok defa çıraklık, hizmetçarlık düçanlere, privatlara. Ben da o işi yapmişımdır. Berber zanatına cirdım, Usta Ahmet Kırna’ların, tanışık familya, onlar da güç etti. Cavit Kırna, Ahmet Kırna, Sait Kırna familya, uzun zaman ben orda çiraklık yaptım. Babaları Usta Kırna, Ahmet Kırna yaşli idi, o bilidi yapsın ilaçlar çeşit hastalık içık. Ne zaman yüksek kanlık içın. Orda çok şeyler cürdüm, primitiv olarak ama onun yaptıkları insanlari ey olduridi. Başta bir boynuz, hayvan boynuziyle kan toplardi, a maçinayle peşinat delerdi kan çiksın. Sünnet yapardi. Žuga [uyuz] ilaçlarıni yapardi çi testiye düşerdi çok defa taşıyam o pazar mahallesınden ortalıga. Düçanleri imiştır baş sokakta, Divan Yolun sokagında.

Sonra, bir yayam, çiraklık yaptım pastiçeride Pehlivan Pastiçeria varimiştır. Çok defa tatil zemanlarında, tatil ne zaman olidi meyteplerden. Ciridim çiraklık yapam çikaram bi hanci dinar, okul harcamalarıni, çitaplari, defterleri satnalmak içın. O vakıt kardaşım Remzi zanaat, terzi zanaati yapardı. Arkadaşiyle, Memduh Zehirle beraber onların da düçani varimiştır Divan yolunda. Ama şte terzi işlerıni yapardilar. Kardaşıma, Remzi’ye bayagi büyük yük düşti, bize, bizi meydana atsın, biz daha ufak, ben kızkardaşım Seniye.

Neydi daha interesant o zaman… Hah, yedi senelık Sırp lisanında, ilkokul. O meyteplerde hefted bir defa varimiştır ders din içın. Colurdan bizım vakıftan ügretmenler, çim cidecek hanci okulda ders tutsun. Birer saat, içişer saat, Müsliman şartlarıni, Müsliman şeylerıni anlatırırdilar. Legal olarak buni hüçümet bragırdi, çünçi programda, ilçokulun programında vero nauka Sırpçe derdilar demek din okumak içın tutulurdi. Bile Globoderlerın bir kadın colurdi bize tutardi ders.

Sonunaka okulun Sırp lisanında. Ama ne olurdi o vakıt, ne zaman historiya, tarihçesi veridi, Kosova harbi ne oldi Kosova’da, 1838’ında, histori tarihında çok defa Sırplar tarafından büyütüridilar yigitlıgıni Miloš Obilić’ın Car Lazar’ın, Kraljević Marko’nun bilmemne. Biz onlari cütüremeydık, Müsliman çocuklar, o vakıt yokidi Arnaut şey, hepımız Müsliman çocuklari. Türkler,  Arnautlar bir olidık. O dersleri inat içın çalışmaydık, onun içın alidık minus notlar. Çok defa o ders sebep olidi, çiktıktan, dersten ayrıldıktan sonra olidi kapuşmak. Bi taraf Türkler, bi taraf Sırplar, ta celidi ebeveynler lazım idi intervencia yapsınlar, hem okula, müdüre aglaşsınlar nasıl bozuli harmonia. Ben o okuli bitırdım ne derlar shkëlqyeshëm, Türkçesıni o süzün bulamaym.

Col zeman, cit zeman 1941’ınde Cermanlar coldi. İşgal ettilar Yugoslavya’yi, aynice Kosova’yi. Şimdi biz kaldık ayakta, aciba ne olacak? Ne bekleyeceksık? Ne hal şeyolacak? Şte memoria kiveri. Ben stedım cene dünem ceriye. O vakıt saglık tarafından da cüçlükler varimiştır. Çok bulaşık hastalıklar, yoksuzluktan, fukaralıktan, neadekuat-kvalitet yemeklerden. Bir hastane varimiştır, Dragodan bayırında, o hastane da Türklerden kalma. Hem poluklinika, klinika, şimdiçi belediye saglık evi. Zabitlerın, Türklerin evıne karşi klinika bulunurdi. Pazara ciderçe sokak, karşida klinika. Orda varimiştır tuşlar da, yikanmak içın. Çim cirebilırdi, lazım imiştır baglanti olsun. Ben bikaç defa kullanmişım, yikanmak içın. Çünçi hamam kapandi.

Hamam esçi Yugoslavya zamanında işlerdi. Kadınlar içın kuştan sonra, erçekler içın sabale. Ben o banyoyi kullanmişım, citmişım. Kardaşım da Remzi da citmiştır. Orda varimiştır Ali Usta, Usta Ali, masaj yapardi, yikardi, kurnalar varimiştır, taslar aluminumdan, bile bile bir ufak bazen varimiştır ama oni az kullanırdi. Fazla terlemek sobasi, yikanmak sobasi, ortada varimiştir çüşkler kafezlerle. Orya colunurdi çok defa yemeklerle, içkilerle, ortada şadırvan. Ama o da batar oldi, yıkıldi, cün bucün daha bilmeylar napacaklar. Bu yeni insanlar ne aldilar ele, coya yeleştırsınlar çok zarar yapmişlar o kalıntilara, çi bucün onların (anlaşılmay) [varligi] imiştır çok mühümli. Duvarda yazilar, nası deyem, cırtejler, bozulmiş ne zaman colmişlar bunlar temizlesınlar coya, daha fazla zarar yapmişlar.

E şimdi, bitırdım dert sene okuli, Cermanlar coldi. İlç defa Priştine’nın hayatında gimnaziye açıldi. Gimnaziye Sami Frashëri. O gimnaziyeyi Sırp’lar yapti hem bitırdi daha İçınci Dünya Harbi başlamadan, ‘40, 41’ınde. Lefte bi büyük yapi olsun, şaşaydık, çikaydık bakalım nasıl. Bubi evler hep encik o esçi çiremitlerle, şeylerle. Ama o hazır celdi.

İlç defa Arnautların hem azınlıkların haklari başladi seçilsin. Serbes başladi kullanılsın Arnaut bayragi ama Arnaut bayragi etraftan faşizmanın, nasıl deyem, (anlaşılmay) [nişanlari],  faşistlerın balta imiştır, o shqiponja hem içi taraftan baltalarle, demek  evet hakkın var ama bilesın çi faşizma yürütüri. Kuruldi protektorat, protektorat bi yeni hüçümet, başladi okullar açılsın, bütün Kosova’da, Priştine’de da. Arnaut lisani serbest kullanılsın, çok adetler serbest kullanılsın, İtalya asçeri şey, Cermanlar kısa zeman içınde teslim ettilar İtalya’ya, İtalya aldi devam etsın.

Ne oldi daha Cermanlar taçi idilar. Yapıldi logor, nerde univerzitet, univerzitetın avlisında. O llogorda yüz beş vatandaş Arnautluk’tan patara oldi bir cece zarfında.  Niçın şey, Cermanlara karşi kalkıştilar, Arnautluktan cetırdilar orda şeyaptilar. Bu llogorda Priştine’den da varimiştır ne hayatıni, bir kısmi hayatıni ceçırmiştır tortura altında. Deyelım bizım arkadaşımız Raşit, Kocadişlerın Raşit, soyadıni…Raşit Beytullah! Sait Zatriçi , Vehap Shita, Preşeva’dan da bi beş alti çişi, yerliler. Dayım Tefik Şala, annemın kardaşi, llogori yemiştır. Bir kısmi kaldilar, braktilar sag, sakatlari, onlar ne kivermiş hayat.

Hatır edim, Tirana’nın hastanenın direktori çolak imiştır, adıni da bi yerde yazmişım ama hatır edemeym, o bizım evde üç ay ceçırmiştır ne zaman llogori braktilar, bunlari kiverdilar. Bunlari mecbur olduk besleyelım, payçlayalım, yıkanmamişlar şey. Bile bir kısa zaman içınde organize oldi kalanlar ve isteyenler dünsünlar çendi vatan yerlerıne, bu da bayrakle, kamiyonlarle, şeye, teslim, dündilar çendi evlerıne çendi yerlerıne. Büle çi o llogor çok aci şey idi. Ceceyle büle duyulidi tüfeklerın sedalari, ne zaman patara yapaydilar. O insanlar ne patara edılecek, onlar açmişlar o kuyilari peşinat, açtıktan sonra bunlari da oraya sıralaylar. Sonra uzun zeman ordan o (anlaşılmay) çektilar. Protektorat zamanında daha ne var. Daha ne idi interesant. Hüçümet kuruldi.


[1] Arap alfabesi harflari.

İçınci Bölüm

Hem çok şeyler başladi ne derlar, teşvik olsun. İçınci Dünya Harbın kalantilari başladi millete bi entuziyazım yer aldi. Bir, hayır… Atladım… atladım, bu oldi açan Cermanlar cidey, açan kurtuluş oli.

Ebru Süleyman: Açan İtalyanlar coldi dimi?

Şerafedin Süleyman: Efendım?

Ebru Süleyman: İtalyanlar açan coldi.

Şerafedin Süleyman: Italyanlr nerde müzey, orda dır ceneral ştaf İtalyanların. Her akşam İtalya bayragi kalkardi müzikayle onların himnasiyle biz çikardık seyir bakardık. Sora onlar meyteplerde yaptilar bi organiza çocuklar içın. Balilla, ufak piyonerler. Verırdilar birer ogırtaç hem birer taça onlar baglansınlar faşist partisına ufaklıktan terbiye şte dolaştırırdilar cezdırırdilar, nice eskurziyon biçımınde. Benda cirdım o piyonir teşkilatına.

Şimdi kardeşım çalışidi terzi zanadında ayni zamanda Memduh ile beraber yazılmiş idilar CRZ, sendikat teşkilatına. İşçiler orda çendi organizmasi var idi, ordan bi türli başlay politik hayati. Bu kırk sene zarfında stajım var kırk sene efektif; on dokuz cün hem üç ay ne zaman penziyaya çiktım. Deyebilırım yüzde elli, yüzde elli beş bi tahmin hayatım siyasetle baglandi. Bütün işleri ileride ne yaptım, çeşit funksiyolar ceçırdım ama profesiyonal işlerıni da yaptım. Sağlık problemleriyle en fazla çalıştım.

Ebru Süleyman: E aco nasıl baglandın İçınci Dünyadan Harbından sonra?

Şerafedin Süleyman: Eh şimdi İçınci Dünya Harbi bittıkten sonra, kurtuluş oldu, 19 Kasım ayında 1944’ınde partizan kuvetleri Bulgar asçeriyle kasabaya cirdilar. Yari cecede biz esçi evde bekleydık bitaraftan celsınlar. Büle dayımın kızlari hazır edeydilar proleter bayragıni, orakle çekiç, kırımzi bayrak. Ceceyle işleydilar bayragi hazır etsınlar çi yarın, obircün çikmak karşilamak. Sabahın coli bir Božo Ričkin Sırpli kakalay kapiyi: “Komşi hade kurtulduk” bagıri sesle. Dedık Remzi’yle “kuku çetnigın biri, bu mi kurtuluş?” “Cit sen!”. Ama cittıkten sonra biz hucum çikalım belediye ününe.

Belediye imiştır Çarşi Cami’si var, Çarşi Cami’sının karşisında orda var idi bi samoposluga yıkıldi orasi, orda imiştır opştina. Sabahın çikaysık koyduk kırmızi yaftalar {kollarıni cüsteri} çi biz parti tarafi. Menduh’un evi ününde orda Bulgar asçeri “dur”, durdutti bizi. Olmaz… More diverisık {cüsteri yaftalari kolunda}. Bi türli kiverdi çiktık opştinaya. Opştina ününe ne çikalım, Sırplar ürenmiş. Sırp bayragi “živela sloboda, yaşasın kurtuluş”. Ne partiyi anmaylar yaşasın komunist partisi. Biz zehır olduk. Bunun içın mi biz ümit ettık? Vay bizım içın. Müslimanlar ekserisi kapandilar, kapilari kapadilar. Bulgar asçerleri başladilar bozsun zulum yapsınlar evden eve. Münafikçiler, Sırplar parmakle Müsliman evlerıni diverırçe bunlara. Şte bir konkret misal: O cün, hercün orda toplandi millet opştina ününde, belediye ününde. Ne baksak yoldan süngilerle Bulgar asçeri bi Arnavudi baglamişlar çüliyi, tellerle ellerıni cütürilar pataraya. O dakika Mustafa Hoxha Mylshevci partizan komandanti ve onun komiseri Karadag’li, beycirle hem maşinka ününde, beyaz taça plüs ama Arnavut bayragiyle.

O çok yardım etmiştır Priştine halkına. Topladi müzisyenleri davullar, defler, darabukalar milletın. Millet onun arkasına mahalleden mahaleye; açtırdi kapilari: “Çikın. Bizım da kazancımız!” ama o dakikta bu Arnavudi cütürürçez durdurdilar masa ününde. Mustafa Hoxha Mylshevci soray “nedır o?” Dey “cütürilar pataraya mi, hapsanaya mi bilmeysık.” Emredi, dey “deyın o asçere kiversın o adami.” Bulgar asçeri dey “hayır biz partizan emirlerıni çesmezsık, bize emredebilır vetëm ceneral staf.” Çevıri maşinkay, bunlar adami verdi içi tanışıgıni cütürüni adami evıne. Çekti o telleri. O vakıt biz başlandık biraz dirılelım, bizım da var imiş dil imiş salt bunların. Sonra hercün mitingler. Mitingler mahaleden mahaleye ve bir atmosfera başka, insanlar kiverılsın. A bu (anlasilmay) ne kakaladi kapiy oni payçladilar Veternik’te. Noldi filani Veternige citti. Veternik’te orda payçladilar düşmanlari ne araydilar olsun esçi Yugoslavya sistemi.

Ondan evvel çocuklugumi ceçırmişım Pazar mahalesınde. Pazar mahallesi şimdi nerdedır pazar. Orda en yakın arkadaşlarım cene bizım akrebaların çocuklari. Deyelım İlyaz abeyın çocugi Mühedin,  Şemsi biraz daha Remzi’yle ciderdi daha fazla. Üce kardaşi Necmi, halam çocuklari Kurteş. Kurteş, Parteş, Süleyman. Obi halamın çocugi Kemal. Cene bubi halam çocugi Süleyman, Şevki. Bunlardan mada İlyaz Haciaguş’ların ne idi ministar Albanya hüçümedınde ve Mustafa Haciaguş, kardeşi İlyaz Aguşun. Unukalari Ali Aguş, Bürhan, Ridvan, Virdan ve kızkardaşlari Zeynep bana kalsa idi adi, onlarle birlikte büyümişsık. Banım akrebalar çocuklari plus bunlar.

Niçın Pazar mahallesınde? İçeride nerdedır şimdi pazar nerde esçi şeyler satıli, orda imiştır büyük bahçe. Armutluk, elma ve dicer yemişler İlyaz enefndinın ve Mustafa efendinın mali. Onlara yapılırdi. Hem cirış imiştır daraş, şimdi nasıl cirıli pazara. Pazar imiştır ünde hem var imiştır bi yapi ürtili, orda pazar cünleri demek salli cünleri pazar tutulurdi. Bogdayi, momoroz büle şeyler nedır yagmura karşi tehliçe orda satılırdi, a beride burda sonra yapıldi nastrešnicalar banım var resımlerım. O nastrešnicalar cene bülmeti; sütler, kaymaklar, turşilar bilmemneler orda çüyliler cetırırdi orda satılırdi ama umumi o sayılırdi pazar.

Hayvan pazari imiştır nerde Avala, daha dogrisi nerde dom, şimdi zabitlerın evi imiştır orda. Zahir Pajaziti o şeş aşarda, nerde şimdicek bilmem nedır o Unmik’ın, orda imiştır cüzel yapi bazenle, zabitların evi. Oraya pusulayle cirebilidık. Ben çocuklar olmiştır, yetıştilar orda ikanırdık ciderdık ama alamazdi herçez o pusulayi. Banım var idi privelegiyam mada bulidım funksiyalarda bana verıldi.

Ebru Süleyman: Aco, İçınci Dünya Harbı’ndan sonra haçan kurtuldunuz…

Şerafedin Süleyman: Evet

Ebru Süleyman: Devam edebilırmisık ordan sonra nasıl haçan kuruldi Yugoslavya nasıl başladi degışsın herşey?

Şerafedin Süleyman: Ben anlatırmadım daha gimnaziyeyi. Gimnaziyede 1946-47 okul sennesi ben gimnaziyeyi bitırdım. Devam etmedım seçizınci sınıfa ka. Niçın? Kosova’nın faktorlari dogruldilar bizım okul  gimnaziyeye istekle, topladilar bizi cençleri. E ben cençlerın başkani idım okulda da, gimnaziyede. “Çim haber oli cünüli ügretmenlık yapsın?” Biz bi yigırmi-otuz çişi yazıldık. Bütün çüylerde açıldi meytepler, ügretmen yok. E ügretmenleri yetıştırmek içın biz mecbur olduk çestırelım meytebi devam etmek içın, biz ne ayrıldık ne seçıldık cünülli, bir hefte sonra dedi hazırlanın kamyonle Prizren’e. Üç ay pedagoji kursi bize tutuldi nasıl ügretmenlık vazifelerıni icra edelım. Benda o kursi devam ettım, bitırdım kursi, dündük kasabaya şimdi bekleysık kararlari. Bana coldi karar “Şerafedin Süleymani po emërohet për mësus në katunin Petashnice”.

Yo yo dil o, o ilç ne tayin ettilar o çüyün adıni unudim, oraya korktum cidem daha dolanidi bandalar, citmedım. Coldi içınci karar katunin Rrufc, Rrufci vjetër. Lipyan belediyesınde, Lipyan komunasında. Lipyan’dan bi içi-üç kilometro yayan cidıli okula. Aldım vendimi bi kuril ne tayin olmiş meytebın, beklemiş beni (anlaşılmay) staciyonunda. Bilimiş haber oldi ne vakıt cidecegım, bekley. “Hajde daskal. Hajde daskal” ama biz çomagayle cideysık, cideysık bi mezarlıklari ceçtık, “Ku o bre aj katun?”Edhe pak, edhe pak.” Açan ştegadır şpat. Cittık bekledi çüyliler; “Na ka ardh daskalli!, na ka ardh!”, dedım hayde. O cece karşilık, akşamlık hazır olmiş şeyler fulyalar, piteler, nerde ben yerleşecegım. “A nesër po shkojm në shesin e shkollës, me ndreç, me rregullu.

Yarındasi (anlaşılmay) başkani o shkolski odmorun. Colduk okula ne cürem?! Camlar kır düç, bankalar parça parça, kara tabla nerde işlenırdi yok, hucum millete temizleyelım, yeleştırelım. Bi türli yeleştırdık attık meydana, başladım devam çocuklarle Arnavutçe. Bi doksan ügrenci var idi. Birınci sınıf, içıci sınıf, üçüncü sınıf, derdınci sınıf. Defterler yok idi almak üle sırali. Tonlari yapaydık, çizeydık, şeyapaydık nerde notlari vereceksık bilmemne, ama bana şartlar hiçbitürli. “Këtë javë me Mulla Shabanin” orda yatacagım, bi çebe omuzumda. Yemegi, şeyi onda. Bubi hefte bubirisınde, bubi hefte yok nerde ikanam yok nerde payçlanam. A dersleri tutaym akşamle konferanslarda milletle. Hay anasıni deym ne taksiratsız imiştır deym bu dayanılmaz. A millet beni çok sevdi. Banımle yemin. Coli inspekcija Shefqet Velihu tanılık bi isla insan imiştır, henız son senelerde üldi. Bakti prova şimdi soray çocuklari, içi cün sonra citmekten evel yazdi onun düşüncelerıni. Super. Citmeden eve deym “Shoki inspektor, kom dy fjalë: Unë me kto kushte ktu nuk rri. Mo, katunarët me ty po bojnë be. Ja thash unë jom shehërli. Bu şartlarle ben devam edemem. Yok nerde payçlanam, yok nerde şeyolam, nasıl bilırsen beni burdan çek”. “Hayt hayt sen devam”. Ceçmedi bir hefte coldi bir karar, ceçesın Rrufci i Rri. Aralık Rrufci i vjetër, Rrufci i ri bilmem varmi bi kilometro ştüle bişey. Ama Rrufci i ri Karadaglilar. Okul, tam okul nasıl lazım olsun. Sırplar, Sırpçe. Ne araym be deym burda more? Mecerım oraya beş çüyden, Arnavut çüylerınden, Arnavut çocuklari oraya coli. Orda beraber Sırpların hem Arnavutların ayni yapida. Ama verdilar bi oda, verdilar bi tüfek bulunsun her ihtimale karşi. Hala dolanidi bandolar Kosova’da.

Ebru Süleyman: Nedır onlar?

Şerafedin Süleyman: Onlar ne stemeydilar partizanlık, komunist sistemıni.

Ebru Süleyman: Çim? Sırplarmi?

Şerafedin Süleyman: Balli Kombëtar, bu partilar Arnavutların po. Ama ortadada bi türli ne logično o direktorle kadın Vera Stanojević, kocasi daha evlenmemişidi buluşidilar, benden saklanidilar. Onunda uzun zaman o idi upravitel meytebın ama onunla çarpışidım sık sık, çünçi ben meytebın odalarıni kiverdım toplantilar içın. Socijalistički savez, cençler arada sırada toplanidilar, konferans. O kızaydi niçın çirleni meytep. Sonra lazım payçlansın bilmemne.

Nasıl bir cün coli bi çagri. Birden haber olasın oblasni komitet, cençler yönetimi. Hem haber olasın, Lazo Razović var imiştır hem Refki Davut Prizrenli ama o da komitette üdenık funksiyonal. Benda yarındasi Priştine’ye ah dedım bu baş isla, bekleym dairede. Daire nerde şimdi RTK. Cürdüm çi o “znašlo, zdravo, mirë se je ardh” bilmemne. “Çka ka? Šta ima novo?” ,“Pripremi se ti”. Kosara Balavanović, Ramadan Vranić’ın karisi Sırp. Ramadan evlenmiş idi bununle. A bu idi gazetar çocuklari yayıni hem çüli yayıni var idi yayınlar şeyde Radyo Priştine’de. Tahir Berişa Gilan’dan, Fahri Ferizoviç’tan. Biz beş çişi hem Drita Dobroshi. Bizım Dobroshi nice galiba bak neyeka mesel cidey. O Drita imiştır cüzel kız, kız ama tutkun. Beşımız Beligrad’a. Neye bre? Üç ay kurs treynerlerın, yönetici ve cençlerın teşkilatıni yürütmek içın ileride. Orda en tanılık şahıslar, deyelım Boris Kidrić, Egber Kadlec (anlasilmay) büle firmalar bize ders tutardi. Orda da sırpçeyi daha temizledım. Oni da bitırdım.

Ebru Süleyman: Hanci sene?

Şerafedin Süleyman: Efendım?

Ebru Süleyman: Hanci sene bu?

Şerafedin Süleyman: E hanci senenın şimdi ştodur o 49’dan peşin. 49’dan peşin diyebilırım se tam bilmeym çünçi dündükten üteden şimdi ben başladım merak olam se belediye komitesınde, partinın komitesınde ben üdenık funksiyoner. Agit Prop sektoruni tutardım hem o sekretar kadrolar içın. Seneler cidey, ben kalim orta okulle. Bi zaman beni var ezsın. 49’unda sonunda, açıli cene pedagoji kursi İpek’te. Cene orda hazır oli kadrolar okullar içın, okullar durma yayıli, durma açıli.

Banım sekretar komitetın imiştır, demeyem cahil po krut. “Partija misli o tebi.” Dedım “slušaj Miloš ostavi partiju, vreme prolazi. Ja hoču da idem da pohađam kurs da stićem kvalifikaciu.” “E idi pitaj Xhavit Nimanij.” Xhavit Nimanij o vakıt bog batina. Dobro, ben cideym Xhavit’a haber olim deym büle büle, “isteym cidem şeye”. “Vala sanın içın lazım sormak (anlaşılmay) Predrag Ajtič”. Predrag Ajtič cene Đoko Pajković’le pokrainski komitedın en büyükleri. Predrag konuşurdi Türkçe, Prizren’li. Cittım ona deym büle büle, hayt more dey “Xhavit oynamasın hade cit”, yazdım bi mektup citti İpek’e. Ben cene düneym Xhavit yaz deym, yazdi mektüp, aldım mektübi cideym İpek’e. İpek’te kurs hem Sırpçe hem Arnavutçe. Sırplar içın Sırpçe, Arnavutlar içın…

Ali Rexha direktor imiştır gurbyan. “Çet letër ka dhënë shoku Xhavit. Po,po, për juve funksijoner gjithmonë intervenime. Thashë unë nuk di çka pe shkrunë, po m’ka thonë me dorrëzu.” Okudi orda demiştır buni al yeleştır. Dey “nuk bon, gjysa kursit ka kalu, programi ka kalu, gjysa.” Üç ay uzadi, yari program citmiş. Beni da başladi titreme alsın. A Radovanović direktori bitevi kurs pedagojinın. O tanaydi beni. “Hajde Alija nemoj da se zezaš, daj čoveku.” Ver cirem derse. Dey cit filan klasa diverdi hanci kata, “cir oraya professor oradır”. Ben tak tak {kakalama işareti yapay}, Beqir Maloku.

O tanılık pedagog, tanılık professor bile vardır resmım onunle. “A, hayde Şeraf”, o ummiştır colişım hanci intervencija deym “shoku drejtor dërgoj si ndegjusë.” “O urdhëro”. Otururdi birınci ralede. Açan bakaym çimler var arkada. Oraya mecerım colmiş bütün o kadrolar sırali ügretmen okuluni ne devam etmişlar Cakova’da. E onlarida toplamişlar nice bizi. Kurstan sonra onlari da dagıtsınlar çüylere. Orda dersler akademski çünçi onların bazlari var, meytepten colmişlar. Dedım kuku kompromis olacagım. Çiktım tenefuza, ceniş tenefuza. Paralele orda, klasa paralele ayni yarım yurumlar nice ben; bitevi Kosova’dan “O Sherafi paska ardh” toplandık orda “Sherafi erdh, Sherafi po kthehët”. “Mo” bunlar şimdi verdilar bi kuvvet juni, juli, august en issi aylar. Degıştırdım oldum benda klasa C, orda başka bi türli dersler daha yavaş, daha temelli, cene biraz toparlandım. Ama düşünim nasıl idi şeyyapacagım o ne ceçmişlar bir ay kusur.

Onlar istirat yapay ben kapanık klaslarda, yaz, oku, yaz, oku. Cirdım ştosuna, ama banım cenel hayatımda matematik hiç cütürememişım, fizika, kimya, hiç. Fizika, kimya cene veç bi profesor Mymin Jakupi Gilan’li, onunle var idi bi hesap bi çarpışma, daha okula cirmeden. O veri fizikay hem kimyayi. Hodnikta dolaşi. Ben yavaş yavaş yaklaşim. “Zotni Mymin”. “A çka ka Sheraf?” Thashë “ti e din çë jom ardh ktu me përcjell mësimet.” Thashë “jom n’hall me kimi edhe me fizik.” “Hajde mëso mëso ti, mëso, mëso.” Hesapta dedi sıkılma. Şimdi kolkaym, hepisi vermiş imtihanlari ben bir. Dil drasë zezë. Çikaydım, çocuklar nice meytepte ne yapılır o şeytanlık. Haberım yok veridilar formlari, ben çabuk a o kose yazay şte bakmay. “A u bo thom? Po po thotë”, a bakay, “mirë shko n’vend”.  Bi ceçit not yazdi. Ştüle ceçırmişım fizikay, kimyay.

Coldi (…) çikaym imtihana şimdilık bitevi dersler içın. Olcün o komisyada nerde imtihanlar verıli, colmişlar bunlar pokrainanın [vilayetin] faktorlari dinlesınlar. Ben şimdi lazım bubi derslerden mada historiyayi verim cevap. Orda da colur gazataci Rilindja’nın. Yarındasi gazatada çikay: “Sherafedin Sylejmani ka ardh me vonesë në kursin pedagogjik, kurr ka dal me dhonë pregjegjet prej nga landa historisë mes tjerash…”. Beni şimdi diktir aray o süzlerımi. Ben mektebi bitırdım shkëlqyshëm o kurs pedagojigi. Onunle aldım diplomay, oldum msusi diplomuar, i diplomum. Dilyım şimdi yari, şimdi oldum bitevi. Bitırdım kursi, dündüm beriye. E, e ondan sonra şimdi lazım bakam podsetnigi.

Ne zaman dündüm asçerlıgımdan 51’inde, colurum colmam burda Türk halkının haklari başlamiş idi açılsın. Taçi idim ben asçerlıkte bu mesele yeleşmiş. Şimdi bekleylar aceba ben çendımi nasıl bildırecegım. Çünçi hep Arnautçe okudum, ümid ettilar ben devam edecem Arnavut cibi. Şimdi lazım oldi alam lična kartaj, asçerden celdim. Cideym (…) odsegın sekratarına Branko Ćurović imiştır adi. Dey “Ovde nacionalnost kako da pišem?” “Kako da pišeš, Turčin!”. En evvela orda bildırmişım ben neyım tamam, hoşuna coldi, şimdi ben aurotitet idım o vakıt.

Ema bu vazifey ne yapaydım nice sekretar çagırdilar dedilar “Sen bu işi var ise mümçüni bragasın, başlamiştır Radyo Priştine’de Türkçe misyonlar. Sen cidesın nice krye redaktor i emisjoneve gjuhën turke”. Braktım ceçtım radyoya. Radyoda şindi devam yayınlar Türkçe. Orda buldum, Selahattin Kelmendi. Beyfendi adam Priştine’nın. Şimdi çabuklarda çocuklari içi çocugi üldi. O üldi daha erçen. Oraya ceçmeden çalışırdi elektro dairelerınde. Direktor idi Alush Gash tanılık 41’lık esçi savaşçi. Onun da hoşuna coldi çi ben tayin oldum. Çünçi onlar hiç birisi Türkçeyi tutturamaydilar. A zanedilar çi ben şimdi çok çimbili ne yapacagım. Tebrik etti aylıgi yapti, bi ufak daire.

O daire bizım stanımıza karşi. Se biz sonra zamanlar oni unuttum diverem nasıl degıştırdık evi. Karşimızda, karşida kuyna içın predvicelenmiş zamanında açan yapılmiş o olmiş daire. Orda bi yazi maçinasi, bi şifonyer, bi masa, Selahattin, ben. Selahattin yapardi tercüme Sırpçe’den Türkçe’ye; Arnavutçe’den bilmem yapmazdi, Türkçe’den çevırırdi.

Çok defa mecbur oli cirsın spekaraya cirsın okusun haberleri Türkçe. Bikaç çere benda kakılmişım bilmeyerek ama o yazaydi isla, o tam esçi Türkçe okuydum haberleri. Ama bi sevda, bi istek henız yeni başlaysık. Yavaş yavaş ben orda üç sene vazife yaptım. Arada kuruldi Türk Müzik Orkestrasi, Rasim Sali’yle ve onun grupiyle, Bayruş Kırveş, Adem Macula, Şükrü Gırnataci o cene şey Rom. Sonra Kültür Sanatlar Cemiyet’ın, Yeni Hayat’ın grupi, müzik grupi, onlar da baglandi sırali programlar başladi citsın, başladi cenişlensın. Türkçe hemen hemen yüzde yedi programda biz hisse alırdık. Sırali haberler, çocuklar içın ayri yayınlar. Sonra radyo hemisyonlarıni angajim edeydık dişardan. Daha tanılık arkadaşlari Süreya Yusuf, Ali Aksoy, Eyüp Safçi, Emin Mecihan, hele Enver Baki daha birçok ögretmenler okulların hepsıni bagladık radyo emisyonlarına. Büle çi bayagi parladi program.

Nicededım üç sene ben o vazifeyi yaptım, ondan sonra başkalari başladi yürütürsün valla hatır edemeym çim aldi sonra teslimi. Coldi başka problem, cene beni çagırdilar. “Sen burda madatıni hemen hemen bitırdın. Sen lazım seçılesın cençler, Kosova cençlerının başkani”. Yirmi seçiz yaşında idım o vakıt ben başkan bitevi cençlerın Kosova’nın.

Ebru Süleyman: Hanci sene?

Şerafedin Süleyman: O sene, 1956 – 1957. Ama kısa bi zaman bir sene yaptık. Ondan sonra ne oldi? Hey… (cüley) Ben nice Kryetari İ Rinisë Kosovës cittım Prizren’e konferencija cençlerın rrethi Prizrenin. Prizren’ın kazasi. Katıldım selamlayacagım eyalet adına.

Birınci cün konferans yapıldi büle yapılidi kuştan sonra başlaydi solemnitet selamlar şeyler, yarındasi daha radno düşti sıralar şeyler. Colilar belediye komitetıne Prizren’ın. “Şeraf araba hazır birden cidesın Priştine’ye”. “Nasıl bragam konferansi?” ‘Rica edeym büle emrettilar pokrainski komitetten hem haber olasın oblasni komitede”. Hay anasıni nedır bu?

O cün mecerım odborniklar srezn (belediye vekilleri) toplanmişlar lazım seçsınlar srezn (belediye) başkanıni. Orda başkanlık yapardi Elhami Nimani, Xhavit Niman’ın kardaşi. Ayni nosioc spomenice ama o tahin olmiş generalni direktor en büyük preduzeçenın (şirketın) Beligrat’ta. O lazım üteye citsın, oni çim degıştırecek? Burda bunlar eyaletın, srezn faktorlari çimi koyalım? A alışkanlık olmiş idi çi bunlar ne tahin olur hep daima lazım olsun. Monapol, başka çimse colamaz. Olsun savaşçi 41’lık , olsun karakteristikalari pozitif. Büle çi bulamaylar hem olsun neka ise yerli, kasabali. Bu elementleri bunlar hep kabul edırdi.

Coldum ben enem o sari yapi nerde şimdi Ministrija e Arsimit, nedır ortalıkta. Orda var imiştır bi büyük sala. Orda odborniklar toplanmişlar, dolanilar bekleylar nevakıt başlayacak toplanti. Ayni zaman nerde RTK Dušan Mugoša, grupayle srezn hem pokrainın daha konuşilar çim. Çim, çim, çim? A millet bekley. Kolkar birisi der “Var teçlif, Şerafedin Süleyman!”.

Hashim Mustafa, buni çimseye anmamişım, o çok kıskanç imiştır. “Jeste odličan je ali mlad, ne iskusan” Dušan Mugoša çevıri “Nekaje ne iskusan, bacimoga u vatru, akoje sposoban neka ugasi, ako ne nek izgori. Odluka pala.” Colilar cene komplet salaya ben orda salada oturim dolanim “hajde počinjemu”. Cirdık ben birınci ralede Hashim’le. Hashim dey “Oldi”. “Ne oldi bre?” “Duyarsın”. Hiç banımle konuşmadan peşin kabul edim mi, yok mi. “Pe nisim” .

Çikti en ulice bu procedurayle. “Pe hapim mledhjen e srezit, a ka kush propozim për predsednik?”. Cah Arnavutçe cah Sırpçe {cüley}. Kolkti Stanoja Aksić, o vakıt sekretar sredski kominitedın, kuvetli adam hem çok inanırdi cençlere verırdi ünlük cençlere. “Unë ne emrën krejtve, bazë nenit, filan filan, o praviloya [kanuna] cüre kemi propozim Sherafedin Sylejmani, momentalisht osht në Prizren”. Bilmeylar velam çi colmişım birisi “Jo jo këtu osht!”. “Le t’qohët”, kolkaym ayaga. Koridor dolli çok interesant var idi çim colacak. “A ka kush do një  propozim tjetër?”  “Nuk ka.” “T’lutna kryetarin”. Çikaym yukari. Cenç bre yigırmi seçiz-yigırmi dokuz yaşlarında. Cürmeym çimseyi aşarda. Basti karanlık. Ceçtım oturdum aldım o potsednigi [not defterıni]. Teşekkür ettım, bikaç süz Sırpçe, Arnavutçe.

“Po kalojmë pikën e dytë”. Ben şimdi devam asbaşkan. Smajo Jusufi, esçi kadar, ceçmiş çok şeyleri ekonomiya içın o. “A ka propozim tjer?” “Nuk ka”. Hayde coldi yanımda oturi. “Po kalojm pikën e tretë. Nën kryetari i dytë”, İçınci asbaşkan, Alexa Vučinić bitane Sırtpan Ferizoviç’li. Se lazım idi kapılmak bittevi tereni. Oni da seçtık üçünci az başkan, “Abdullah Hoxha prej Kaqanikut”. Oni da seçtık “me këto mbarum”. Verdık son. “A dëshiron dikush fjalë?” Fadil Hoxha: “Une”. Çikti Fadil. Detyrat! përgjegjsija! yapti deym kuku ne buldi beni {tutay başıni}, işlememişım hüçümette! Olmadinada [cençlık kollarında] dragi-drugovi orda yok član, paragraf düşeymiydi aklıma zakonlar [kanunlar], dedım kayam, yedım!

Bitti toplanti tebrik edilar, kucaylar bilmemne. A ben aklımda düşünim, more yırttık isla bu büyük mevki ama bu mevkide nasıl ceçırecegım? Elhami Nimani dikkat etti çi ben aldım korkiyle, bir hefte banımle dert cüz arasi işlemiştır; verırçe moral. “Buni büle, buni büle, buni büle, sakın şey yapasın kolebi (çelişkili) olasın. Hiç, yürü var yanında yardımciların. Korun bu büyügünden odur megaloman!” Zaten onun zamanında yapıldi bitevi Kosovo Polje’de o obyektler. Prištino Gračanićki Srez başlanırdi, Podiyeva’dan taçi Ceneral Yankoviç’e. Yigırmi belediye esnasında içiyüz ellibin hane, içiyüz ellibin nüfus, en büyük srez Kosova da. Bitevi Kosova da var idi beş srez. Mitroviça’da Kadir Reuf, Gilan’da Lazar Ivkov, Prizren’de Mehmet Maliç, İpek’te Aluş Gaş, Priştine’de ben. Ben en cenç.

Yarındasi gazatalar “naimlađi presednik sreza Kosova i Metohije” resımle süzlerle, bittevi Yugoslavya aldi. Hay anasıni deym nasıl cütürecegım. Başladım ama soğuk kanle, yavaş yavaş. Buldum çimlere dayanabilırım, çimlere inanırım. Ne derlar ak yüzle bi bir sene ka üfterdım. Bi sene zarfında, bitmeden bi sene, coli emır Beligrat’tan “srezovi se ukidaju u Jugoslaviji”, ha dedım kurtuldum. Süney srezler şte institucion Shtetëror. Daha sünmeden ben devami teslim edim Smajo Jusufi’ya, o en uliceye. Deym sen devam et bitır. Kalmiş idi daha bir ay mi ştüle bitsın bitevi mandat. Bana verdilar hediye yedi tane çitap İvo Andrić znak zahvalnosti çteşekür belgesi] sonra süzler, teşekkürler bilmemne, aplauslar çi ak yüzle bitırdım vazifemi. Bununle srezler kapandi, sonra dur ne colidi…

O vakıt yigırmi seçiz- yigımi dokuz yaşlarında. Sonra ceçtım şeye, şimdi kalmayam vazifesız, Eyalet Sosyalist Birlıgınde üdenık funksiyoner. Hem bi funksiyon nice sekretar cibi o şeyın. O vakıt, başkan Sinan Hasani idi, o Sinani şimdi ansan çikti tradhtar çikti, yaptilar oni Allah Allah. Orda ceçırdım vallahi dur…

Üçünci Bölüm

1963’e ka 30-33 yaşında. E ondan sonra belediye, Priştine belediyesıne lazım seçılsın başkan. Çim olacak Đoko Pajković, Dušan Mugoša bunlar hepsi, Priştine’den mecbur olsun kasabali çocuk. Kasabali kanditat. Konuşilar, devrışilar, şeyoldilar, sonunda cene bi çimse seçıli beni anay. O odborniklar [temsilci/milletvekili] aplaus, Şerafedin Süleymani. Seçıldım başkan dert sene 63’ten 67’ye ka. Orda yardımci var idi bi ekonomist Božović, sonra Nexhat Karahoda sora daha daha,  daha düşmey aklıma hepisi, yürütüreym (anlaşılmay).

O vakıt anayasada, anayasa ne cetırılmiş idi 74’ınde Kaçanik’ta ve ondan evel anayasada heryerde Türkler beraber oldi haklari Arnavutlarle, Sırplarle. Administracia beraber. O en iyi zamanda ben bulundum belediyede, ve çok defa toplantilari açaydım Türkçe, varlıgımızi bildırelım. Ama en fazla Sırpçe hem Arnavutça olidi.

Neka hatır edebilim, neka bilim bayagi orda da, veç şimdi veç var idi biraz tecrübem, yok srezde yok bubir funkciyalarda, çok şeyleri alıştım. Bu işleri yaparçez ben ayni zamanda çendımi, nasıl deyem ilerletırdım hem bilgilerle seçıldım. 73-74’nde de ne zaman mandat ceçti dert senelık, cene açıldi problem çim colacak Şeraf’ın yerıne. Kasabadan bi çimse lazım cene bulmak. Hayt tübe düşerse aklıma, çim idi ne coldi benden sonra.

Ebru Süleyman: E aco nasıl degışti kasaba bu senelerde?

Şerafedin Süleyman: Efendım?

Ebru Süleyman: Bu senelerde kasaba nasıl degışti?

Şerafedin Süleyman: Priştine. İçi mesele en mühimi taçi idım başkan. O senede belediye faktorlari açti bi agır mesele Priştine’nın suyi yok. Dere yok. Priştine yayıli, hem numërikisht hem fizikisht. Onun içın Kosova’nın, kryeqyteti nasıl denıli?

Ebru Süleyman: Başkenti

Şerafedin Süleyman: Mitrovicaya ceçsın. Mitroviça’da var İbar, su, hem daha ceniş. Başladilar tayin etsınlar yapilari nerde olacak parlament, nerde olacak. Biz Priştineliler kaldık asıkta. Biz bi karar cetırırsık belediyede, bi ekipa ekspertlerden. Dolaşalım bitevi Yugoslavya’yi bulalım ekspertler, colsunlar bize bulsunlar çare su içın. Dolaştıktan sonra, coldi bi tanılık Hidro, unudim terimleri, ştebu ne meşgul oli sularle, araştırmalarle. Toplanti, bitevi funksiyonerler kasabanın o toplantida. Bu verecek şimdi raport. Nasıl, ne.

Var idi üç variyanta. Biz yapmiş idık peşinat, ona teklif edelım bakalım ne dey. Dedık Gırmi’nın sularıni toplamak. Yapmak göl hem o sulari kullanmak, birınci variyant. İçınci variyantta Llap Dereyi çevırmek Priştine’ye. Llap şeyde Podu yeva tarafından. Ama oni yapmak lazım bayıri delmek. Tunel nerde lazım yapılsın büyük investicyalar, nerden para. Üçünci variyant, Graçanka potok, Graçanica’da, o olsun kaynagi,şeyın, suyun.

Bu ekspert dey “Gırmi olmaz, Gırmi’dır gëlqëror, çireçli. Su kaybolur, durmaz, cene olur problem. Burada çim size bulacak buka inventicya yapasınız. Onun içın çikış Graçanka”. Biz dedık Graçanka potok. Dey “Biz en az hasab edeysık, başta orda hesab ediysık yagışlari, kışın ve yazın yagışlari hem kışın karlar, var su, hem karlar düşey”. Dey “ İçi sene zarfında gül dolmazse benyım hazır verem hesap”. Aldi üzerıne, a üle mi, üle.Karar. Başladi yapılsın penda [baraj]. Başladi sular toplansın, şey olsun. Vallahi citmedi üle, bitevi doldi oldi su. Şimdi coli cene buluşisık, pratedisık [takip edisık] noli, nasıl cidey. Dey su var vafir, yeter mi.

Priştine idi o vakıt 200.000-250.000 nüfusa ka var bol bol. 812 litre sekonda su. Açan doldi, oldi, kiverıldi göl oldi o manifestacya, şey sevınmek. Pokrayinanın bunlar el kaldırdi Mitrovica’dan düneylar kalilar Priştine’de. “Priştine kalsın nice imiştır”. E sonra başladık biraz şaka aramızda. Ben soraym o herife, injiniyere, deym “Göl madam oli, hem oldi, kulanılabilırmi turizma içın?” “Niçın yok”. Deym “İnsanlar ikanabilır mi?” “Ne demek”. Ama dey “Priştineliler bilmez yüzsün, bogulurlar”. Bi defa ne derlar (anlaşılmay) konuşmalarda. Hem col zaman cit zaman bitevi kasaba başladi şeyden Graçanka’dan. Cün bucün Graçanka.

Ey ama arada Priştine çok büyüdi. Hem fizikisht hem numërikisht, beş misli alti misli se ne imiştır Priştine. Cene araştırmalar devam olsun, o devamda to Mustaf Hoxha Mylshevci ne diverdım, o cene o tarafın bitevi kodralari, bayırlari bili ezbere. O hem bi Krstıć injiniyer sular içın o şeyde eyalette, hem ben bi gazikayle cideysık şimdicek o yollarda nasıl diktiredi Mustaf Hoxha. Ciktık Orllat’a yukarda çüye, o Krstıć dey “Posle par godina videćete ovde čamci”. “Ajde more nemoj da zezaš” deym. Başladık deyelım alay yapma, dey “Ja predpostavljam, tako će biti”. Cel zaman cit zaman, kuruldi içınci göl Batllava. Büle çi cene kuvetleştırdi , kapasitedi suyun kasaba içın. Cene bucünçi cünlerde problem suyi gündemde çünçi hem kasaba büyüdi hem müheseseler kullani çok, büle çi neka bilim bunlar da yapaylar araştırma daha yeni kaynaklar bulsunlar da colmasın krizaya nice biz ne colduk o senelerde.

Tebu yenilikler başkan içez. Sordilar daha gazetacilar: Me çka mundësh mu krenu për punë që i ke kry?  Thash, për çështjën e ujit që i kemi zgjedh. Çashtja dytë, aprovimi i planit urbanistik. Me vitin 53.” O seneye ka Priştine’ın plani yok imiştır. İşlenılırdi parçe parçe enti ndërtimtarisë, bunlar fazla var imiştır Vojin Karadžić injinyer, şey yapilar içın hem Nastrić. Bu içisi yürütürürdi. O Karadžić imiştır has Priştineli. O Priştine’nın sevdıgi, sevdalıgi var idi hem say çalışidi her türli versın yollar çikış parçe parçe bakar, taçine olur bi yeni plan. Bu yeni plan yapıldi. 53’ünde Gırmi’da yapıldi seramoniya sevındık şey. O injiniyer ne yapti plani Partonić, injinyer Beligrad’tan, o idi autor. E ama ne zaman başladık plani şey yapalım başladi boşluklar, noksanlıklar, yanlışlıklar.

Ama general olarak o yaptıgi çikış, o zaman başladi yikıntilar. Esçi şeyleri yıkmak, yıkmakta kriter yok idi, çok bi mühümlü şeyler, işte deyelım Lokaç Camisi yıkıldi. Katolikların ufak klisesi ne var idi Panađurište’ye ciderçe yıkıldi. Sonra çok bi yapilar ne lazım idi korunsun nice kalınti ceçmişten, plan üzere yıkıldi. En mühimli cadde kaldi dar. Lazım idi olsun çok daha ceniş. Bütün bu şeyler açti yeni problemler.

Yapıldi bi toplanti nerde katıldi eyaletın faktorlari. Belediyenın Bashkim Fehmiu urbanist arkitekt.  Kardaşlari, üçbile kardaş, hepsi üldi ama Bashkim banımle işlemiştır. Hem ben çok destek vermişım. Oldi direktor enti për urbanizëm. O proyektim etmiştır shtëpia e mallrave, bu büyük [bina], onun delosidır [eseridır]. Onun delosidır o yol ciderçe şeye, hastaneye o yassi yol, komitet üni.

Ey ama ne zaman tazdik olundi promaşaylar [yalnışlıklar] büle şeyler cetırdi karar yapılsın bi toplanti, millet katılsın hem funksiyonerler hem oraya çagırılsın autor Partonić. Zabitların evınde bi büyük sala var idi orda tayin oldi gjyqtar, prokuror hem kryesues. Hepımız katıldık orda ekspertler, obični građani, suđeni nasıl idi Arnavutçe shqyrtimi i gabimeve të planit urbanistik ne idi cündem sırasında. Kalkti şimdi bu, karıştırim bazen, paditësi, ne sudyada napadi edi, ne yapay, nasıl idi…O sıralay yanlışlıklari.

Arkada yaptık bittevi o şemalar, marketler nerde yanlışlık, nerde şey. Fadil Hoxha kolkay süley o yol içın ne lazım idi hastaneye dogri var içi yapi nerde idi srediştesi [merkezi] bu parti şeyın, işlemey kafa gari… Pacolli o, yokse Pacolli var orda daire bilmem hanci parti nedır. Aradi yıkılsın çi sokak olsun, yol olsun bulevar sistemi. Yo oni aradi Bashkim yıkılsın, mani olmasın bulevar biçımınde. Fadil Hoxha kolkti dey nasıl olur oka investicia yapıldi, şey bitırdi. Koluni [kaldırdi] kolkti bu Bashkim nice imiştır, o dedıgıni dedık bilırdi. Dey “Shok Fadil, ti ke qenë ushtarë, partizan, komandant i partizanëve. Ti si ushtarë si komandant mundësh mu idhnu, a komandant për urbanizëm unë jam, prandaj nuk vjen parasysh ato që po kërkon”. Çestırdi tamam.

Uzatmayam a Partonić orda o başladi kırmızilansın, terlesın, zordan dinlerçe kritikalari. Noksanlıgi planın. Bitti toplanti oni ne derlar moralno şeyaptık, rezil ettık. Cüsterdık tendencialarıni. Büle biraz çikay çi masus da belçi yapti bişeyler. Sora yaklaşti bana dey nasıl dey divermeyesınız ne için konuşulacak, biz masus divermedık. Oni cetırdık oraya duysun direkt. Citti Beligrad’a bidaha ayagıni atamadi Priştine’ye niçın o yedi ne derlar zapartayi [nasibıni aldı] yanlışlıklar içın hem kompromit oldi [taviz verdi]. Ama nasıl ise cene o plan idi nice bi başlanti. Sonra Bashkim Fehmiu ve yeni arkitektler korekturalari [düzeltmeleri] kasabanın yapıldi. Sunčani Breg, yapıldi daha kvartlar [semtler] büle çi hiçbişe hiçbişe o başlanti yapti, yol açti büle daha plan üzerıne Priştine ilerlesın, parlasın. Şimdi burayaka bi çere yeter bana kalsa, çok uzattık. Ne coli sonra…

1967 ne zaman mandati bitırdım. 1969’a ka ceçtım şindi këshilli ekzekutiv, izvršno veće Kosova’nın orda içi sene mandat. 68-72’sıne ka orda da dert sene cene dündüm Priştine Belediye Sosyalist Teşkilatı’nın başkani. Orda içez bunlar burdan Kosova’dan terif ettilar, ben olam as başkan Sosyalist Teşkilatın Sırbiya Cumhuriyetın, Beligrat’ta. Orda da yari mandat bi yari sene yaptım vazifeyi. Orda bulunurçez cene bunların terifiyle diverem kaç yaşında 44 yaşında federacia şeyınde, nivelınde ben, beni seçtilar General Sekretar.

Dr. Bojan Špicar, Slovenac, doktor i shkencave yardımcisi saglık, nasıl deyem sekretar i bashkësisë vetëqeverisje të shëndetësisë Jugosllavisë.  O işte bulundum yetmiş üç-yetmiş alti senelerınde. Demek çikay bi üç sene. Bashkësia, bashkimit, të bashkësive për shëndetësi të republikave dhe krahinave nedır en yüksek.

Bojan Špicar doktor i shkencave Slovenac daha yaşli idi. Ben onun yardımcisi. Bilhasa Cavtat’ta tutuldi bi toplanti bittevi Yugoslavya’dan delegatlari bu teşkilatların. Ün süzi ben verdım orda. İçiyüz kusur çişi ne katılmiş idi o toplantiya, orda da hemen hemen dert sene ceçırdım. Orda da başarilar yetıştırdım. Sonunda ne zaman bitti mandat, hem çendım aradım,  hep uzak evden, uzak familyadan, trenle cit col, arabalarle cit col. A yaşlarda oldi bayagi, dünem bir an eveli Priştine’ye.

Oldi zaman mandat bitti dündüm Priştine’ye, e şimdi Priştine’de ne olacam? Cene Priştine’de sekretar i bashkësisë vetëqeverisje për shëndetësisë Kosovës, ayni meslek veç şimdi başka daha teritoriyada, sade Kosova esnasında. Orda da içi mandat derder sene, seçiz sene. 58 yaşına oldum ve yok hayır 52 yaşında, 58 yaşında olim açan ondan bitey mandatım, Asbaşkan Kosova Parlamentın. E orda da içi sene ceçırdım ve umumi kırk sene üç ay ondokuz cün staj ne yaptım. Tam doldurdum 58 yaşında 31 Aralık 1988’ınde penziyaya çiktım.

Penziyadan sonra da oturmadım rahat. Ben çok idım bagli Priştine’nın afirmaciasi [tanıtımi] içın. İlla Priştine parlasın nice başka kasabalar Yugoslavya’da. Cirmiş idi kafama olalım biz da velegrad [büyük kasaba].O hakta Sarayevo’da tutuldi bi toplanti, ceniş toplanti, konferencia gradova Yugoslavya Konferansi kasabaların. Yüz kasaba, yüz kasaba esnasında Priştine da cirmiş idi. O asocion başkanlıgında içi mandat ben bulundum Kosova tarafından, Priştine adına. Ve Sarayeva’da ama onun içın aldım düşünceleri hem teklifleri eyaletlerden da faktorlardan çi celecek öyle bi toplanti tutulsun Priştine’de. Priştine’nın afırmaciasi içın. Ben kolktum yaptım konuşmay Sarayeva’da. Nezaman duydilar delegatlar frenetik aplaus. E ama şimdi lazım idi hazırlıklari yapmak oka delegat colacak bittevi hertaraftan Yugoslavya’nın. Nerde yeleştıreceksık?

Hesap ettık kapasitesıni Mitrovica’da, Priştine’de bu en yakın yerlerde hotelleri nerde yerleşeceklar. 68’ınde toplanti tutuldi ama ben degışmiş idım. Jova Pečenović almiş idi devam. Büle çi bütün o çalışmalari, kaymagi aldi benden sonra celen Jova Pečenović bi profesor terbiyeli, kasabali. E o da yürütürdi uzun zaman taçi onun da mandati citti. Oni da yaptım.

Sora banım iniciatifım, banım teşvifımle andım eveli içi monografi Priştine içın yapıldi. O monografilar idi ambasada Kosova’nın, ambasada Priştine’nın. Çevrıldi bikaç lisana İncilisçe, Fransusçe, Türkçe hem onlari dagıdidık nezaman colidi misafirlar dişardan. Çok sık sık colurdi delegacialar Kosova’ya. O Kosova’ya özel Priştine’ye ister istemez celırdilar. O delegacialara nice hediye dagıdırdık o monografilari. Monografyada redakcia, otuz dert en tanılık yazarlar, gazeteciler, artistler katılmiştır, hem politikle meşgul olanlar. Büle çi çok ünemli rol oynadi o içi [monografi]. Onlar sebep ve bütün o yazilar ne yazıldi o monografyalarda ben onlari korudum.

Büleçi penziyaya çikmadan karar cetırdım çendım yapam üçünci monografi. O üçünci monografi 2011’ınde en defa, ilç defa promisyon oldi ve meydana çikti beşyüz ekzemplar [tane] saf Arnavut lisanında. Sırpçe, Türkçe yapamadım.

Bişe mecburi madam konuşmak oli, bizım halkımız çok az interesim oldilar bu bu çitap içın hem yok çitap içın po Priştine içın. Arnavut arkadaşlar, bütün radyo televizyonlarda konuşmak yapmişım. Onların iniciativiyle, onların istegiyle. Bunlar birisının düşmedi aklına ya colsunlar  konuşsunlar. Çok hatrım kalmiştır. O bir mesele. Daha ne isteydım deyem, imaj, imaji kasabanın. O bende büyük yük imiştır. Bu son çitabi ne anaym tek çendım şahse fazlasıni yapmişım. Ama var idi iş birlikçilerım çi bulundikar yardım ettilar. Belediye, İsa Mustafa nezaman başkan idi vermiştır 2000 euro harcamalar, basılmak içın. Ondan vaktiyle teşekürlerımi bilmişım. Anlayış cüsterdi ve onlara da bi kısmi çitaplari bagışladım belediyeye.

Çok resımler esçi Priştine’nın peysajlari, esçi Priştine’nın mühimli obyektleri toplamişım ve çitaba basmişım ama ne noksanlıgi çitabın resımler dil ayan. Resımler dil harmonizan ne derlar biri ufak biri büyük, hade çi herbi resmın altında var bi anlatma onunle biraz bu noksanlık yenlikleni, ama banım istegım idi çi bu monografida daha yeni şeyler katılsın. Deyelım Gırmi içın çok az konulmiştır şeyde tekstte. İmaji Priştine içın çok lazım. Ben hazır ettım arada ama katamadım. Çitap çikti ben çalıştım bitürli ama saglık ta kiverdi, kuvvet  kiverdi. Onlari da katam çi olsun bi komplet dert degırmi tamam, Priştineyi meydana cüstersın. Ama o noksanlıklarle cene çitap çok ey kabul olmuştur.

Şimdiyeka bakaym bikaç, revista nasıl denıli Türkçe, [dergilerde] orda anıli çitabım. Tekstte hiçbir mana bulunmadi şimdiyeka. Ben bekledım çi celecek kritikler, halbuçi ügünmek çikti, saygi verdilar hem o dur son katkım ne çalıştım hayatımda Priştine içın kalsın. Ayrice bu yeni celenler, yeni vatandaşlar çi bilmezlar nasıl imiş bi zaman Priştine, cençler nasıl imiş Priştine.

Televizyoni Klan Arnavutluk’un dimi, nezaman cittım konuşam içı defa orda çikmişım orda olanlar sardilar başımi bütün cüsterem resımleri, diverem bitakım hatıralari. Onlar bile bilmeydilar neka lazım nasıl imiş Priştine bizaman. Bak o esçi Priştine’nın var idi cüzellıkleri, var idi dirilık, var idi nasıl deyelım çok noksanlıklar ama cene bitakım şeylerle, bi adetlerle. Deyelım Gırmi kaynardi yaz günleri, bağlıklar etrafta ne varimiştır sahiplari kolibalarda, müzik, halk oyinlari, esçi meraklilar ne tutmişlar aklında esçi şarkilari daha ceç Yeni Hayat ve Gerçek onlari dirıltırdi. Var imiştır Yakup Havaci, ulice, koca adam, o cene bizleri alıştırırdi biçak oyinıni, kaşiklar oyini, bardak oyuni, folklor grubi, olsun Yeni Hayat olsun Gerçek’te ondan en evvela çikmiştır. Müzisyen Rasim Sali grupiyle okadar yapmiştır Priştine içın ve Kosova içın, ayrice Türk halki içın çi oni ebedi unutmak lazım dil.  Zavali hayatıni, ne derlar hayattan ayrıldi çok bi modest biçımde, hiç saygi cüzetmeden ama o idi deyelım Türk şarkilari içın bülbüli cemiyetın.

Dördünci Bölüm

Güçmenlık meselesi neka hatıredebilim 1954’de başladi. Başladi en fena zamanda ne zaman Türk halki da başlanmiş idi prosperi etsın. Kasabamızda her bi okulda ayri odalar Türk lısanında Türkçe başladilar yetışti yeni ügretmenler. Ne yazık çi bu güç meselesi en fazla alsan bakasın Türk halkıni agırlatırdi. Okullar başladi sünsün. Perspektiva yok. Çikış ne? Cene daha iyi Türkiye’ye citmek. Orda iş var. Çalışmak daha kolay. Burda okuli da bitırırsen nereye cidecek? Se başladi başka propagandalar cirdi soğukluk halkımıza. Çok okullar sündi, kapandi. Çok, birkaç, birkaç yok po çok.

Ögretmenler onlar da güçe tutundilar. Güç başlanmadan, daha evelisi, daha esçi Yugoslavya zamanında burdan teke tuk familyalar üteye ciderdi. Akrebalar, yakınlar ama onun efekti yok idi neka, nice bu son güç. Sonra zulumlar başladi. Yok salte Türk’e po Arnavut milletıne umumi. Arandi insanlardan silah, çünçi insanlarda harptan sonra çogi evlerde tutaydilar silah. E şimdi silahlar kullanmasen rejime karşi, insana karşi çikti bi iniciativa bi aksiyon, toplansın milleten. O toplanmakta aşıldi. Çok insanlardan ne vela yok imiş idi silahi evınde  zorlatırdilar. Çoguni hapise aldilar. Başladi tortura. O da en fazla o sebep, tesir etti çi çok bi takım çişi cütüremeydi büle bi davranış. Malıni, varlıgıni brakti, dogum yerıni brakti. Biz kolkuştuk çalıştık inantıralım citmesınlar, kalsınlar, sabretsınlar zulumida. Ey ama herçez çendi halına çare aradi.

Şte işte banım en yakın akrebalarım, acom,halam, halamlarım hepisi güç ettilar. İyaz Ramiz, Muharrem Parteş, Mehmet sadıni tutturamaym, familyayle bitevi onların unukalari, çocuklari yetışmiş. Çoguni ne tanamaym, biz kaldık. Biz konuşidık evde. More biz da cidelım. Citti bitevi, kardaşımle beraber annemle taçi sag idi da o vakıt ta konuşidık ama nice evelçi ne ciderdilar, yok bu havazda. Kısmet olmadi. Çak İlyaz abey çi bize bi zaman baba oldi ne zaman babasız kaldık, rascele bana açıkladi çi niyeti var citsın. Beledyede, beledye sekretarın dairesınde ras coldum. İlyaz abey celdi vesikalar içın. Cirdi içeri açan cürdi beni biraz koçoldi. Dedım “Hade hade abey buyur. Ne var?” “A vala be Şeraf” dey “O vesikalari”. “Ne içın?” “Biz” dey “hazır olduk cidelım”. “Hayırli olsun!” dedım. Hayde o Luka Ulahović sekretar dey “Šta ti je on?” Ma kažem “stric”. “Ma nemoj”.  İntervencia yapti çabuk versınlar buna aramiş aldi onlari çikti daireden. Orda sefte duyam çi onlar hazır olmiş hem hemen cideceklar.A Kapicik ayıri.

Aci detaylar vardır ozaman. O tren nezaman başlandi gideylar Üsçüp tarafi o cüz yaşlari, o kucuşmaklar, o ayrılmaklar. Çok aci şeyler brakmiştır. E ama bitaraftan cidenler ekserisi ütede ey ceçırdi. Parladilar, yürüdilar, en evvela bir misal olarak halam çocugi Selahattin Parteş burda taçi idi manifaktura düçanında çalışidi. Hem policia manifaktura düçani. Ütede açti market Etiler’de. Kardeşi Süleyman daha ufak, ortancisi, o da, o çok yürüdi çok çalışti, işi içın idi ama onun da işledi şansi. Bir arsalar ne var imiş satnalmiş vaktiyle ne zaman güç etmiş. Sebep oldi bi kompaniya ne istemiş yapsın stanlar, yeni yapi, büyük para düşey ve onunle o da meydana çikay. En ufak kardaşi Kurteş, Aksaray’ın ününde büyük düçani var imiştır. Ama o en peşin en cençi, en peşin üldi, en sonra üldi Süleyman sonda en ulicesi Selahattin. Selahattin ve Süleyman, Kurteş ta her celmekte Yugoslavya’ya colurdi bize ziyarete. Unutmamiş idilar ama unukalar bunlar, ne bilırlar ne tanarlar, ne ben onlari ne onlar beni.

Daha bişe unuttum anlatıram nezaman süledım familya içın, bizım familya içın. Banım var imiş daha bi ulice kardaşım da. Faik. Şilekler kundracisında çalışırdi işçi, potinlar yapardi. Ben bile çocuk olurçe ciderdım oraya bazi çere ekseri düzledem çivileri hem bakam nasıl işleylar o kundracilar. Düçan imiştır orta yerde Divan Yolun sokagında. Düçan esnasında yakında şadırvan var imiştır. Degırmi şadırvan. Betonle sarılık. Durmaz su orda toplanırdi hem düçancilar kapali çarşinın orda alırdilar su, suvarsınlar düçani ünde payçlasınlar, süpürsünlar.

Bak şte laf lafi açay. Kapali çarşida düçanler ne var imiştır çok payç tutulurdi. Sokaklar, kaldırımda taşlar her sabah çıraklar temizlerdi, payçlardi, orda sıkamazdi bi şey bulunsun. Büle çi müşteriler ne zaman gelırdilar olsun çüyden, çüyden fazla çarıklarle ya o lastik potinlariyle ama sabahın kolkardın şınlardi payçlıktan. Büle çi tutulurdi ne derlar yüksek bir seviyede.

Daha bişey var paralel sokaklar. Divan Yoli, bubi kazancilar sokagi, kasapliların sokagi üç sokak paralel olarak, hem hande çi yok idi urbanistmani aralarında yardımci ufak sokaklar yapılırdi. Büle çi komunikacia insanların kolaylaşırdi. Demek oldukça bir plan var idi o vakıt ta. Bunlar daha fazla oryental kasabalardan nice tecrübe Priştine da kullanmiştır. Sokaklar düşenık imiştır taşlarle. En fazla ne derlar, en korunuk Divan Yoli nice başlarsın nerde müzey taçi Şümendefer Yoluna aşari, bayagi ey tutulurdi düçanın ününde trutuvarlar, ünde reklamlar. Var imiştır kapali çarşidan çikarçe şeye Divan Yoluna hem nerde şadırvan, orda cirış hem çikış olurdi, esnafların kahve-çaycinicasi var imiştır. O kahve çaycinica ras colurdi baş kütüphane, düçanlerın karşisında, var imiştır knižara büyük. Sırplar tutardi Boro Toplaović hem Jovan Kostić büyük düçanler, dolu çitaplarle her bi lisanda aslıca Sırpçe, ne derlar ekserisi ama var imiştır.

Sonra ne zaman konuştuk eglence ceceleri. Eglence cecelerınde deyelım kardeşım sırali okurdi var imiştır Zabavnik ben cene okurdum Mikamiš, onlar gündüz ve haftalık çikardi. Bekleyemezdık satnalalım çok şeyler orda alıştık, çok şeyler duydum, gazatalar başka. Sinemalar her zaman dolu, başka eglence yokidi nerde. Hem en fazla kavboy filmlerıni bakardık. Daha büle aktraktif filmleri nasıl cetırırdilar biyoskopçilar. Varimiştır Branko’nun biyoskobi daha sonra dayim çocugi da Abdurrahman Şala artis olarak açti daha bi [anlaşılmay] unionda. Orda da cetırırdi fazla İtalya‘dan İtalyan filmlerıni. Orda cene sentiment filmler colurdi. Cençler kapuşhane olurdi biletler içın ama başka yok nerde.

Akşamlari tutulurdi açık bahçelerde eglence ceceleri ya da nasıl derdık igranka orda cençler aralarında tanışırdi. Benda orda derım oldukça banım rahmetlimle ilç defa orda tanıştım. Bilmeydık oynayalım baş isla tango, tofoks [fokstrot] bilmemne ama hepsıni yendık. Onlari da çalıştık, alıştık. Cel zaman cit zaman, aşıklık uzun zaman yapmişık, o çalışırdi ştamparyada ben politikayle meşgul olurçe bazi defa tayin ederdık cizli nerde buluşalım. Ben yetışemeydım toplantiyi bragamaydım zehır olidi cürüşmek. Ama şte bi tatli hayat varidi. Taçi ne 49’unda sonunda resmen matiçarda evlendık.Alaturka şarkilar muzika, modern; esçi evde. Asçeriye komandanti bi Velko varimiştır, onunle tanışmiş idım, gazikay [asçeri cip] verırdi kullanalım. Bi yigırmi dert saat durma muzika, oyin avlida. Yaptık bi dolaşma kasabayi arabalarle.

Sora daha bişe interesant var imiştır Priştine’nın paytonlar. Paytonlar kullanılırdi çok defa ne zaman sünnet yapılırdi çocuklarda. Muzikayle beraber dolaşmadan bi kolona, yapmadan bi holta bütün kasabada, sora dünerdilar evde, devam adetlere taçi colurdi saati sünnet yapılsın. Sünnet yapılırdi pompez. En fazla alaturka şarkilari, alaturka muzikasi; def, darbuka, çeman, klarinet; davul az kullanılırdi, ama davul da bazi defa cirırdi oyina. E sora, yakınlar, tanışıklar, ziyaret sünnet olan hefteyle hediyeler, bakşişlar şte büle.

Ramazan cecelei cene ayrice. Çok ceç, cecenın ceç zamana ka sokaklarda cençler buluşurdi, vala çok defa gruplar haykırırdilar çeşit şarkilar. Sora var imiştır adet ceç vakıtta bozaci çikardi mahalle mahalleye. Ekşi boza ! Biz evlerden ciderdık tencerelerle, kupalarle boza alalım. Salep satılırdi cündüz. Eh şte büle bi hayat interesant başka, başka biçım. Coldimi modern momentleri, o adetler başladi sünsün, unudulsun, bragılsın, normal. Herbi celış, herbi ilerleme cendi yenilıklerıni çalışi afirmisetsın (onaylasın), meydana alsın. Ştebunlar oldukçe düşey aklıma banımda düşünürçez ceçmişi nasıl imiştır. Ne diyem fazla?

Göçmenlıgi anlattık biraz, bilmem anlatabildımmi çok aci detallar ovakıt varidi. Soğukluktan mada, sora daha bişey tesir etti çi okullar azaltıli. Meto Bayraktar okulunda Eyüp Safçi, Şaban Maksut Üsçüp’ten celme ama burali, müdürlük yapardi. Komple seçiz yıllık Meto Bayraktar’da uzun zeman çalışmiştır. E orda bir kısmi ügretmenler meydana olmuştu. Orda büyük ulogasi [roli]), büyük katımi var imiştır arkadaş Süreya Yusuf’un. O nice bi en ilerlenık, deyem okunukli, tecrübeli lisani alıştıran o dur. Ayrıca sıhatlar, ders sıhatlari Yeni Hayat dernegın esnasında tutulurdi ve O o dersleri verırdi. Çogi ondan bilgi almiştır. Yeni Hayat’ın sekcionlari [bölümleri] onun yardımiyle, büyük yardımiyle etkilenmiştır.

A şarkilar hakkında oni anlattım. Rasim Sali’nın üdenmez yaptıklari ve verdıkleri cençlere bilgi. Müzisyen bilgilerıni. İnteresant neka ise bubi cençlere bakıp o idi daha yaşli. Hiçbir defa dememiştır yoruldum, yapamam, edemem. Her saatta, her dakikta hazır bulunmiştır. Konserler sık sık olurdi. Konserler safi cemiyet yapardi, a ortak programlar Radniçki’yle, Rami Sadik’le beraber tutulurdi kasabada.

Akademiyalar olurdi sık sık, katılırdi üç bile Gerçek, daha ceç bile Romların da dernegi oldi. Büle çi bu beraberlık, hem işte, hem eglencede, hem çalışmakta cüzel hatıralar hayata brakti.

Ama zamanlar degışti, rejimler degışti. Bi ayrılmak hiç lüzumsuz oldi. Bi taraf Sırplar, bi taraf bizler. Olaylar ne zaman başladi protesto 80’lerde, Türk halki da katıldi ama çok sıki. Bazi protestolarda birleşidi Türk bayragi, Türklerın bayragi hem Arnavutların bayragi çi cüstermek çi sık bir, ayri dilsık. Ama milliyetçilık brakti fena izalar. Ema şte oni da yıktık. Ne zaman kurtulduk bu Miloşeviç’ın avanturasi (macerasi) batti, başladık yeni rejimi destekleyelım. İlk cünlerınde, o kurtuluş cünlerınde, mitinglerde, toplantilarda korkiyle kullanılidi Türk lisani. Çünçü veç Arnavutçe lazım konuşma, Arnavutçe olsun. Büle çi bir kısmi Türk halkının kaçınidi o toplantilara. Ama bak, bir kısa zaman içınde 74’ündeçi yapılan kararlar yaklaştırdi bidaha.

Türk halkıni da beraber devam etmek, Yeni Hayat’i düzeltmek, yoluna atmak. Büyük ümitler var idi çi kurtuluştan sora daha cüzel hayat yaşayacaksık. Masus ben ailemle konuşidık sık çok defa se çok yorulduk, ben masus yok fizik, beyin yorgunlugi yaparçez çeşit vazifeler tecrübesız. Ne zaman çikarsık penziyaya, cideceksık istirada, istirat yapacaksık daha ey yaşayacaksık. Bütün bu ümütler suya batti. Kaldık penziyayle on dert euro başlangıçta, daha ceç seksen euro, işte bücün madem fakultetliyim içiyüz otuz euro alim ayda. Bununle bucüni, yarıni üfterdık. Çocuklar atıldi işten. Kızım atıldi işten. Kızım çalışidi radyoda. Erol çalışidi en büyük mühesesede Eximkos. Ufagi çalışidi injinyering mühesesesınde. Hepisi işten def oldi zoriyle. Bu Slobodan Miloşeviç’ın katkısiyle ve emriyle.

Çok felaçetler baştan ceçırdık. Harbi da yaşadık. Harpta üç ay zarfında bilınmeydi çikacakmisık yarın sag yokmi. Cece karanlıkta bilmeydık çim kapiyi açacak. Ben, banım hanımım kaldık evde yanlız. Çocuklar, büyük çocugum ailesiyle, çocugiyle Makedonya’ya çikti. Kızım bir grupa radyodan, radyonun insanlari teklif ettilar Türkiye’ye çikti. Ve Türkiyada felaçetleri ceçırdi. Ufagi bir cün evel patlamadan Karadag’a çikti.

Darma dagan olduk. Biz kaldık bilmeysık bi baglanti çimseyle. Daha dogrisi damat, kızımın kocasi, damatle eşi yapagici, o da kaldi. Sunčani Breg’de stan var idi. Biz burda evde camlar kapanık, karanlıkta felaçetten kaçalım dedık çikalım cidelım damada. Damat ta yanlız, o da sıkıntidan bilmeydi ne olsun. Kalktık cittık. Cüç halle yollardan ceçtık. Her yerde harambaşlar. Silahlarle, şeylerle.

Bir cün da telefonlar işleydi, dayim çocugumun çocugi, unuka Agron haber edi telefonle. “Şeraf” dey “evi kırdilar”. Deym “Yakmasınlar?” “Yok”. Yarındasi kolkaym tarlalarle, şeylerle yavaşle colim ne olmiş ev. Burda olmişidi kır düç. Bu katta, yukarda yapmişlar kahve şporedi brakmişlar yanık. Çi colmayaydım sünderem o çendilıgiyle yanabilırdi. Aşarçi katta ufagi nerde, sırçalardan ceçemeydın nice kırmişlar camlari, şeyleri. O kapılari da dişari yaptım şeyle, u na kırsno direklerle. Bu kapilari dişırçi alim açam o yıkıldi. Burada daha vardır nişan salonun nice basmiş tepney atmiş bravalari (çilitleri). Teçmin ettık onlari. Dündüm ceriye. Merak oldilar. Yolda başladi bombardim NATO’nun. Beriden bi haber çocuklardan. Hiçbi haber kızımdan. Colduk evımıze bidaha, coldi damat o da bizımle.

Bunlar dolanidilar. İçi bir “Šta radite tu?” “Šta radimo?! Sedimo usvoj u kuću!”. “Imate li nekog unutra?” “Nikoga nemam. Uđite”. “Cirıni”. Mauzerle, maşinkalarle, şeylerle. Karşida ordu ceçeylar üteye. Mazalah biraz bişe, birden başladilar plaçka etsınlar [çalsınlar], taşıylar televizyalari, şeyleri evlerden. Biz hep cürdük. Gepeklere at şeylere. Saçlari kiverılık, bi şallar kafalarında, harambaşlar.

Dayandık. Ceçırdık onlari da ama cene merak çocuklardan haber yok. Beyce autoparlant [iletişim araci] taraflariyle araştıri bizleri sagmisık. Büyük çocugum Erol, ütede duymiş çi bu tarafıni yakmişlar. Aciba diri midırlar? Zulumlar hudutsuz ama Allaha şüçür hepisıni ceçırdık. Ama çi büle bişe vaki olur biz hiç zannetmezdık, hiç hesab etmedık. Biraz da iluziya bizım, biz zannetık çi daima devam edecek Tito. Tito’dan sonra cene Tito, halbuçi o hesaplar yanlış çikti. Yeni çikartmalar çikti, yeni rejimler, yeni isla deym çikartmalar. Ema o unsurlarda da insan mecbur uysun, mecbur dayansın, mecbur sabretsın. Ne deylar biz Kosovalilar alıştık sabredelım. Ama sabretmegın da soni var.

İşte bu sistemımızi da niçin ümit ettık çi çok daha isla olacak on seçiz sene oldi daha dik duramaysık. Hep bi yeni çikartmalar bi şeyler. Nasıl soni olacak Allah ey etsın. Biz Allaha inanırsık, belçi bu cüçlükleri da, bu yanlış durumlari birzaman düzeltırız ve millet serbest soluk alsın. Daha iyi cünlerde yaşasın. Ben banım içın şte ailem cünderdım. Ben da bayagi yaş yaptım. Onu da bilınmez Allahın elınde. Ne olurse mecbur kabul etmek. Size da teşekür ederım çi sezındınız bu hatıralari koruyasınız. Se ben oldukça elımden celerek zannedim çi o çitaple bayagi ey şeyler braktım. Mahsus bu yeni vatandaşlara, mahsus cençlere. Çi onların bilimleri yok nasıl ümir ceçmiş ceçmişte. Neler olmiş ceçmişte. Çok şeyler oldi. Eh şte bi takım parçalari o ceçmişlerden çalıştım anam, sezıntırem ve bir türli çizem. Kalsın yeni cenerasyonlara. Bukadar.

Download PDF